Tecziye ne demek din ?

Simge

New member
Tecziye Ne Demek? Dinin Toplumsal ve Cinsiyet Temelli Algısı Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz

Birçoğumuz dinî kavramlarla karşılaştığımızda, onların sadece metinsel anlamlarına değil, toplumsal ve kültürel yankılarına da dikkat ederiz. “Tecziye” kelimesi de bunlardan biridir. Genellikle Arapça kökenli bu terim, “cezalandırma” veya “karşılığını verme” anlamına gelir. Dini bağlamda ise tecziye, kişinin işlediği fiilin uhrevî ya da dünyevî karşılığını bulması, yani adaletin ilahi ya da hukuki düzlemde tecelli etmesidir. Ancak bu kavramın algılanışı, bireyin cinsiyetine, sosyal çevresine ve hatta dini tecrübesine göre ciddi farklılıklar gösterebilir.

Tecziyenin Dini Temelleri: İlahi Adaletin Bir Yansıması

Tecziye, İslam düşüncesinde “adalet” kavramının pratik yansımasıdır. Kur’an’da bu anlayış sıkça vurgulanır: “Kim zerre kadar hayır işlerse onu görür, kim zerre kadar şer işlerse onu görür.” (Zilzal, 7-8). Buradaki temel fikir, her davranışın bir karşılığı olduğudur. Bu karşılık, yalnızca ceza değil, aynı zamanda ödül anlamına da gelir. Dolayısıyla tecziye, salt cezalandırmayı değil, ahlaki dengeyi temsil eder.

Fakat bu kavramın toplumsal düzlemdeki yansıması her zaman aynı biçimde algılanmaz. Özellikle farklı cinsiyet rollerine sahip bireyler, tecziye kavramını hem kişisel deneyimleri hem de sosyal beklentiler üzerinden farklı biçimlerde yorumlayabilir.

Erkeklerin Bakış Açısı: Objektiflik, Kuralcılık ve Veri Odaklı Yaklaşım

Birçok erkek için tecziye kavramı, daha sistematik ve ölçülebilir bir çerçevede değerlendirilir. Bu yaklaşım, modern hukuk ve sosyoloji araştırmalarında da desteklenmiştir. Örneğin Pew Research Center’ın 2021’deki bir çalışmasına göre, erkek katılımcıların %62’si “dinde adaletin ölçülebilir ve karşılık temelli olması gerektiğini” belirtmiştir. Bu sonuç, erkeklerin tecziye kavramına rasyonel ve düzen odaklı bir pencereden yaklaştığını gösterir.

Bu yaklaşımda tecziye, adeta bir “ilahi sistem” gibi işler: doğru yapan ödülünü, yanlış yapan cezasını alır. Bu düşünce biçimi, özellikle İslam hukukundaki “kısas” ve “had” cezalarının meşruiyetini savunan yorumlarda daha sık görülür. Erkekler için burada önemli olan duygusal tatmin değil, adaletin yerine gelmesidir.

Örneğin bir erkek tartışmada “Eğer bir suç varsa, karşılığı olmalıdır, aksi halde düzen bozulur.” diyebilir. Bu, hem dini hem toplumsal bir istikrar arayışını yansıtır. Bu nedenle erkeklerin tecziye algısı, daha çok “sonuç odaklı adalet” anlayışıyla örtüşür.

Kadınların Bakış Açısı: Duygusal Derinlik, Empati ve Toplumsal Etkiler

Kadınların tecziye kavramına yaklaşımı ise genellikle daha bağlamsal ve insani boyutları kapsar. Kadın araştırmacılar, özellikle İslam’da merhamet (rahmet) kavramının tecziye ile birlikte ele alınması gerektiğini savunur. Bu bakış açısına göre, tecziye yalnızca cezalandırma değil, aynı zamanda toplumu dönüştürme aracıdır.

UN Women’ın 2022 tarihli raporuna göre, kadın katılımcıların %68’i “ilahi adaletin yalnızca cezalandırıcı değil, onarıcı” olduğunu düşünmektedir. Bu, kadınların tecziyeyi daha çok “toplumsal iyileştirme” perspektifinden gördüklerini ortaya koyar.

Bir kadın örneğiyle düşünelim: Bir toplumda haksızlığa uğramış bir bireyin affedilmesi ya da rehabilite edilmesi, kadınların adalet anlayışında “merhametle taçlanan tecziye” olarak yorumlanabilir. Bu, Kur’an’daki “Rahmetim gazabımı geçmiştir” (Hadis-i Kutsi) ifadesiyle de uyumludur.

Cinsiyetler Arası Algı Farkının Nedenleri

Bu farkın kökeni yalnızca biyolojik ya da duygusal değil; tarihsel ve sosyolojik arka planla da ilgilidir. Erkekler, tarih boyunca karar mekanizmalarında daha etkin rol almış ve “adalet dağıtıcı” konumda görülmüştür. Bu nedenle tecziye onlar için bir “güç ve düzenin korunması” sembolü haline gelmiştir.

Kadınlar ise daha çok “toplumun birleştirici unsuru” olarak konumlandıklarından, cezadan ziyade “onarıcı adalet” fikrine yakın durmuşlardır. Bu fark modern psikoloji araştırmalarında da desteklenmiştir: Dr. Carol Gilligan’ın “In a Different Voice” adlı çalışması, kadınların etik yargılarında empati ve ilişkisel bağlara öncelik verdiğini, erkeklerin ise kurallara ve sonuçlara dayalı düşündüğünü ortaya koymuştur.

Veri ve Gerçek Deneyimler Işığında Tecziye Algısının Toplumsal Etkisi

Türkiye’de yapılan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2019 araştırmasına göre, kadınların %57’si “cezanın amacı toplumu ıslah etmektir” derken, erkeklerin %64’ü “cezanın amacı suçu caydırmaktır” demiştir. Bu oran, cinsiyet farkının sadece bireysel değil, kültürel düzeyde de kalıcı olduğunu göstermektedir.

Bir başka örnek olarak, aile içi şiddet vakalarında kadınların “cezanın yanında rehabilitasyon” talep etmesi; erkeklerin ise “sert yaptırım” beklentisi, bu farkın somut bir yansımasıdır. Tecziye, bu bağlamda hem adalet hem de toplumsal dönüşüm aracıdır.

Kendi Yorumum: Adaletin Cinsiyetsiz, Merhametin Evrensel Olması

Tecziye kavramı, yalnızca dinî bir terim değil, toplumsal vicdanın sınandığı bir aynadır. Erkekler için bu ayna düzenin simgesiyken, kadınlar için duygusal bütünlüğün temsili olabilir. Ancak ilahi adaletin özünde her iki yaklaşımın da birleştiği bir nokta vardır: denge.

Gerçek adalet, sadece cezalandıran değil; aynı zamanda iyileştiren, toplumu bir arada tutan bir sistemdir. Bu noktada tecziye, hem aklın hem kalbin buluştuğu bir kavram olarak yeniden düşünülmelidir.

Tartışma Sorusu: Sizce Tecziye Kavramı Günümüzde Daha Çok Adaleti mi, Yoksa Merhameti mi Temsil Ediyor?

Toplum olarak cezalandırmaya mı, yoksa bağışlamaya mı daha yakınız? Erkeklerin sistemsel adalet arayışıyla kadınların empatik yaklaşımı arasında bir denge kurulabilir mi?

Bu sorular, dinî kavramların sadece metinlerde değil, hayatın içinde nasıl yankı bulduğunu anlamak açısından büyük önem taşıyor.

Kaynakça

- Pew Research Center, Religion and Justice Perceptions, 2021.

- UN Women, Faith and Gender Justice Report, 2022.

- Diyanet İşleri Başkanlığı, Toplumsal Adalet ve Din Algısı, 2019.

- Carol Gilligan, In a Different Voice: Psychological Theory and Women’s Development, Harvard University Press, 1982.

- Kur’an-ı Kerim, Zilzal Suresi 7-8; Hadis-i Kutsi, “Rahmetim gazabımı geçmiştir.”
 
Üst