Kitap yazdım ne yapmalıyım ?

Melis

New member
Kitap Yazdım, Peki Şimdi Ne Yapmalıyım?

Bir Hikaye Paylaşımı: Yazmanın Gücü ve Hedeflerimiz

Bazen bir kitabın yazılması, insanın kendini bulma yolculuğunun yalnızca bir parçasıdır. Yazmanın o büyülü anı, bir bakıma insanın içindeki en derin düşüncelerle yüzleştiği, kendisini başkalarına nasıl anlatacağına karar verdiği bir andır. Bugün size kendi hikayemi anlatacağım, belki de siz de benim gibi bir yazar olma yolunda ilerliyorsunuzdur.

Benim yolculuğum, yalnızca bir fikirle başladı. Bir gün, ne kadar basit olursa olsun, bir konuda yazmak istedim. Yazmak, yalnızca kelimeler dizmekten fazlasıydı; bu, kendi içimdeki gerçekliği aramak, onu somut bir hale getirmekti. O gün, kalemimden dökülen her cümleyle dünya ile bağlantıya geçtim. Kitabım bittiğinde, ne yapmam gerektiğini bilemedim. Bir şeyler paylaşmalıydım ama nereden başlayacağımı tam olarak anlamadım. İşte bu yazının devamı, benim bu soruyu sorarak geçirdiğim zamanların özüdür. Kitap yazdım, ama şimdi ne yapmalıyım?

Karakterler Aracılığıyla Kadın ve Erkek Yaklaşımlarının Dengeyi

Olayımız, iki ana karakterin gözünden şekilleniyor. İsmail, stratejik ve çözüm odaklı bir adamdır; her şeyin bir planı olmalı, adımlar hesaplanmalı ve her mesele mantıklı bir çözümle bitmelidir. Zeynep ise duygusal zekâsı yüksek, ilişkisel bir kadındır; olayların ardındaki insanları anlamaya çalışır, bir sorunun çözümünden çok, o sorunun insanları nasıl etkilediğine odaklanır. İsmail ve Zeynep’in dünyasında kitap yazmak bir hedef değil, bir süreçtir.

Bir gün, Zeynep İsmail’e kitabını yazdığını söyler. "Harika!" der İsmail. "O zaman şimdi yayınevleriyle iletişime geçip, pazarlama planını oluşturmalısın. Ne kadar çok yayıneviyle görüşürsen, o kadar çok fırsatın olur." Zeynep, İsmail’in çözüm odaklı yaklaşımını duyunca gülümser, "Ama kitabımın insanlara dokunması gerektiğini düşünüyorum. Bu sadece satışla ilgili değil; insanlarla bir bağ kurmalıyım."

İsmail biraz daha düşünür, sonra Zeynep’e gözlerini dikip "Ama senin kitabın da insanlar için faydalı olacak, değil mi?" diye sorar. Bu soru, Zeynep’i duraksatır. Evet, kitabı insanlara fayda sağlamalıydı. Ama Zeynep’in amacı, insanlara derin bir etki bırakmak, onların hayatlarına dokunmaktı. Her iki bakış açısı da doğruydu; çözüm odaklılık ile duygusal bağ kurmak, bir yazarın evriminde gereken iki yöndür.

Toplumsal Dönüşüm ve Kitap Yazma Süreci

Zeynep'in bakış açısı, toplumsal değişimle paralellik gösteriyor. Günümüzde yazarlık, yalnızca bir kitap yazmaktan ibaret değil; okuyucuyla ilişki kurmak, onların ruhuna dokunmak, toplumsal meselelere ve insan hikâyelerine değinmek gerekliliği doğmuş durumda. Bugün, yazarlık süreci çok daha geniş bir anlam taşıyor. Kitap, yalnızca bir ürün değil, bir etkileşim aracıdır.

Zeynep, toplumsal sorunları kitaplarında dile getirmeyi hedefliyordu. Kendisi, farklı toplumsal kesimlerin iç dünyalarını yansıtan, geçmişin derinliklerinden günümüze uzanan hikâyelerle bir bağ kurmayı amaçlıyordu. Zeynep’in amacı, insanları bir araya getirip ortak bir deneyim yaratmaktı. İnsanların hikâyeleri ne kadar farklı olsa da, duygular ve deneyimler ortak bir paydada buluşuyordu. Bunu yazıya dökmek, sadece kişisel bir çıkış değil, toplumsal bir adanmışlıktı.

İsmail’in yaklaşımı ise daha stratejikti. Onun için, kitap yayınevine gönderilmeli, editörlerle görüşülmeli ve ticari başarı sağlanmalıydı. O, işin finansal boyutuna odaklanıyordu. Yazar olmanın, sadece düşüncelerini paylaşmak değil, aynı zamanda kitabın değerini bir pazarlama aracına dönüştürmek olduğunu biliyordu. Ancak Zeynep, kitap yazmanın sadece bir ticaret olmadığını, insanların iç dünyasına dokunmak olduğunu savunuyordu.

İsmail ve Zeynep’in bakış açıları arasındaki denge, kitabın ne kadar satacağı ve hangi yayınevlerinin ilgisini çekeceği üzerine düşünülen sorulardan çok daha fazlasını içeriyordu. Toplumun giderek daha çok empatiye ve anlamlı ilişkilere ihtiyaç duyduğu bir dönemde, kitabın içeriği kadar, insanları birleştirebilme yeteneği de önem kazanıyordu.

Kitap Yazmak: Bir Yazar Olarak Sorumluluklarınız

Sonunda, Zeynep ve İsmail, birlikte bir strateji oluştururlar. Zeynep, kitabını yayınevlerine göndermeye başlar, ancak kitabının sadece satışla değil, aynı zamanda insanlara nasıl dokunacağıyla ilgili bir plan yapmaya karar verir. İsmail, tüm satış stratejilerini oluşturur ve Zeynep, okur kitlesiyle buluşmaya başlar. İsmail’in stratejik bakış açısı, Zeynep’in duygusal ve ilişkisel yaklaşımı ile birleşerek, kitap ne sadece satılan bir ürün, ne de sadece bir fikir olarak kalır. O, okurlarla kurduğu bir bağ, bir toplumsal farkındalık aracına dönüşür.

Sizin Bakış Açınızda Neler Değişebilir?

Kitap yazarken, insanın hangi bakış açısını benimsediği önemli. Sizce kitap yazmak, yalnızca bir ticari uğraş mı olmalı, yoksa bir toplumsal sorumluluk taşımalı mı? Kendi yazarlık yolculuğunuzda, başkalarına dokunma hedefiyle yazmayı mı tercih edersiniz, yoksa satışı artırmak için stratejik adımlar atmayı mı? İsmail’in çözüm odaklı yaklaşımı mı, yoksa Zeynep’in empatik bakış açısı mı daha güçlü bir kitap ortaya çıkarır?

Bu soruları düşünürken, siz de kendi yolculuğunuzda dengeyi nasıl kurabileceğinizi keşfetmeye başlayabilirsiniz.
 
Üst