Görev TDK Ne Demek? — Erkekler Plan Yapar, Kadınlar “Görev”e Ruh Katar!
Selam forum ahalisi!
Bir sabah kahvemi içerken, bir arkadaş “Kanka TDK’ya göre ‘görev’ ne demek biliyor musun?” diye sordu. Ben de tabii, içimdeki bilge Google’ı açtım ama sonra düşündüm: “TDK’ya göre görev, bizim hayatımıza göre ne demek?” Çünkü TDK tanımlar, biz yaşarız.
Hadi gelin, bu “görev” denen kelimenin hem Türk Dil Kurumu versiyonunu hem de insanlık hâli versiyonunu konuşalım. Hazırsanız, erkeklerin mantık tablosuyla kadınların duygusal radarlarını aynı sohbette birleştiriyoruz!
---
TDK’ya Göre Görev: Kısa, Net, ve Duygusuz Tanım
TDK diyor ki:
“Görev: Bir kimseye, bir kuruluşta veya toplum içinde düşen iş, vazife.”
Yani kısaca, “yapılması gereken şey.”
Ama gel de bunu günlük hayatta böyle sade yaşa!
Bir erkek için “görev”, yapılacak listede bir maddedir.
Bir kadın için “görev”, bir anlam taşır, bir bağ kurar, bir duygu içerir.
TDK’nın “vazife” dediği şeyi, kadınlar “sorumluluk bilinciyle yoğrulmuş duygusal yatırım” olarak yaşar. Erkeklerse “checklist’e tik atılacak satır” olarak görür.
---
Erkekler İçin Görev: “Kardeşim Plan Yapalım, Bitirelim, Rahatlayalım!”
Erkek tayfasında “görev” dendi mi, bir strateji kurulu toplanır:
- “Abi önce plan yapalım.”
- “Görevi ikiye bölelim.”
- “B planı da hazır olsun.”
Sonra görev bitince biri mutlaka “Bitti mi lan?” der,
ve herkes “Ooo tamam o zaman, hadi maça geçelim.” der.
Yani erkekler için görev = sonuç odaklılık + minimal duygu.
Mesela bir erkeğe “bulaşıkları yıka” diyorsun, o yıkıyor.
Ama aynı erkeğe “bulaşıkları yıka da bana yardım etmiş ol” desen, orada sistem hata verir. Çünkü görev tanımında “yardım” diye bir madde yok, “iş bitirme” var.
---
Kadınlar İçin Görev: “Canım, Önemli Olan Bitirmek Değil, Hissederek Yapmak”
Kadınlar “görev” kelimesine bambaşka bir anlam yükler.
Onlara göre görev, sadece yapılan iş değil, o işin içinde kurulan bağdır.
Bir kadın, “görevim yemek yapmak” der ama o yemek sadece karın doyurmaz; duygusal yatırım, estetik sunum ve 5 dakikalık “beğendin mi?” sorgusu içerir.
Kadın için görev:
- Empatiyle başlar,
- Gülümsemeyle devam eder,
- Karşı tarafın tepkisine göre başarı notunu alır.
Erkek “yaptım” der,
Kadın “yaptım ama nasıl hissettirdim?” diye düşünür.
İşte bu yüzden TDK tanımı bir yana, kadın tanımı başka bir evrende yaşar.
---
Çiftlerde Görev Anlayışı: “Sen Yapsana Aşkım” Savaşları
Bir ilişkide “görev paylaşımı” diye bir şey varsa, o genelde “tartışma paylaşımı”na döner.
Kadın “Bu hafta çöpü sen at” der, erkek “Ama geçen hafta da ben attım” diye savunmaya geçer.
Ardından gelen klasik diyalog:
- Kadın: “Ben de evi temizledim.”
- Erkek: “Ben de arabayı yıkadım.”
- Kadın: “Evi her gün temizliyorum.”
- Erkek: “Araba da her gün kirleniyor.”
Yani görev paylaşımı matematikte değil, psikolojide çözülebilecek bir denklem.
TDK’nın tanımı burada tamamen çöker. Çünkü “vazife” olmaktan çıkar, “mücadele alanı”na dönüşür.
---
TDK mı? Hayat mı? Gerçek Görev Hangisi?
TDK’nın “görev” tanımı, kâğıt üstünde doğru ama duygusal olarak eksik.
Hayatın içindeki “görev” ise biraz ter, biraz sabır, biraz kahkaha içerir.
Erkek için görev:
“Yap, bitir, çık.”
Kadın için görev:
“Yap, hisset, anlam kat.”
TDK için görev:
“Yapılması gereken şey.”
Sonuç?
TDK doğru ama duygusuz.
Erkek pratik ama romantizm fakiri.
Kadın detaycı ama zaman zaman fazla düşünceli.
Hepsi birleşince, ortaya insan çıkıyor işte.
---
Forumdaşlara Soruyorum: Sizin Görev Tanımınız Ne?
Peki sizce?
Görev dendiğinde aklınıza ne geliyor?
Evde, işte, ilişkide “görev” kelimesi sizde stres mi yaratıyor, yoksa kahramanlık hissi mi?
Belki erkek forumdaşlar “Abi görev diyorsan görevdir, sorgulanmaz” derken,
kadın forumdaşlar “Ama niyet önemli!” diyecek.
Bence ikisi de haklı. Çünkü hayat dediğin, TDK tanımıyla değil, duygularla ölçülüyor.
Yani, TDK görev tanımını yazmış ama “aşk görevi”, “sofra görevi”, “anne görevi”, “patron görevi” gibi alt başlıkları atlamış.
Belki de yeni bir madde eklemeli:
> Görev: Bazen bir işi yapmak, bazen bir kalbi anlamaktır.
---
Sonuç: TDK’ya Saygı, Hayata Mizah!
Sonuç olarak, TDK’nın tanımı mantıklı, ama bizim versiyonumuz daha eğlenceli.
Hayatta görev, bazen çöp atmak, bazen kalp tamir etmek, bazen de sabah kahvesini iki kişilik hazırlamaktır.
Erkek “Görev tamamlandı.” der.
Kadın “Görev tamam, ama his tamam mı?” diye sorar.
TDK ise sessizce izler, “Ben sadece tanım yapıyorum arkadaşlar…” der.
Şimdi sözü size bırakıyorum forumdaşlar:
Sizce “görev” deyince akla ilk ne gelmeli?
TDK mı haklı, yoksa hayat mı?
Ve en önemlisi... kim çöpü atacak bu akşam? 
Haydi yorumlar gelsin, görev bilinci yüksek forum ahalisi!
Selam forum ahalisi!
Bir sabah kahvemi içerken, bir arkadaş “Kanka TDK’ya göre ‘görev’ ne demek biliyor musun?” diye sordu. Ben de tabii, içimdeki bilge Google’ı açtım ama sonra düşündüm: “TDK’ya göre görev, bizim hayatımıza göre ne demek?” Çünkü TDK tanımlar, biz yaşarız.
Hadi gelin, bu “görev” denen kelimenin hem Türk Dil Kurumu versiyonunu hem de insanlık hâli versiyonunu konuşalım. Hazırsanız, erkeklerin mantık tablosuyla kadınların duygusal radarlarını aynı sohbette birleştiriyoruz!
---
TDK’ya Göre Görev: Kısa, Net, ve Duygusuz Tanım
TDK diyor ki:
“Görev: Bir kimseye, bir kuruluşta veya toplum içinde düşen iş, vazife.”
Yani kısaca, “yapılması gereken şey.”
Ama gel de bunu günlük hayatta böyle sade yaşa!
Bir erkek için “görev”, yapılacak listede bir maddedir.
Bir kadın için “görev”, bir anlam taşır, bir bağ kurar, bir duygu içerir.
TDK’nın “vazife” dediği şeyi, kadınlar “sorumluluk bilinciyle yoğrulmuş duygusal yatırım” olarak yaşar. Erkeklerse “checklist’e tik atılacak satır” olarak görür.
---
Erkekler İçin Görev: “Kardeşim Plan Yapalım, Bitirelim, Rahatlayalım!”
Erkek tayfasında “görev” dendi mi, bir strateji kurulu toplanır:
- “Abi önce plan yapalım.”
- “Görevi ikiye bölelim.”
- “B planı da hazır olsun.”
Sonra görev bitince biri mutlaka “Bitti mi lan?” der,
ve herkes “Ooo tamam o zaman, hadi maça geçelim.” der.
Yani erkekler için görev = sonuç odaklılık + minimal duygu.
Mesela bir erkeğe “bulaşıkları yıka” diyorsun, o yıkıyor.
Ama aynı erkeğe “bulaşıkları yıka da bana yardım etmiş ol” desen, orada sistem hata verir. Çünkü görev tanımında “yardım” diye bir madde yok, “iş bitirme” var.
---
Kadınlar İçin Görev: “Canım, Önemli Olan Bitirmek Değil, Hissederek Yapmak”
Kadınlar “görev” kelimesine bambaşka bir anlam yükler.
Onlara göre görev, sadece yapılan iş değil, o işin içinde kurulan bağdır.
Bir kadın, “görevim yemek yapmak” der ama o yemek sadece karın doyurmaz; duygusal yatırım, estetik sunum ve 5 dakikalık “beğendin mi?” sorgusu içerir.
Kadın için görev:
- Empatiyle başlar,
- Gülümsemeyle devam eder,
- Karşı tarafın tepkisine göre başarı notunu alır.
Erkek “yaptım” der,
Kadın “yaptım ama nasıl hissettirdim?” diye düşünür.
İşte bu yüzden TDK tanımı bir yana, kadın tanımı başka bir evrende yaşar.
---
Çiftlerde Görev Anlayışı: “Sen Yapsana Aşkım” Savaşları
Bir ilişkide “görev paylaşımı” diye bir şey varsa, o genelde “tartışma paylaşımı”na döner.
Kadın “Bu hafta çöpü sen at” der, erkek “Ama geçen hafta da ben attım” diye savunmaya geçer.
Ardından gelen klasik diyalog:
- Kadın: “Ben de evi temizledim.”
- Erkek: “Ben de arabayı yıkadım.”
- Kadın: “Evi her gün temizliyorum.”
- Erkek: “Araba da her gün kirleniyor.”
Yani görev paylaşımı matematikte değil, psikolojide çözülebilecek bir denklem.
TDK’nın tanımı burada tamamen çöker. Çünkü “vazife” olmaktan çıkar, “mücadele alanı”na dönüşür.
---
TDK mı? Hayat mı? Gerçek Görev Hangisi?
TDK’nın “görev” tanımı, kâğıt üstünde doğru ama duygusal olarak eksik.
Hayatın içindeki “görev” ise biraz ter, biraz sabır, biraz kahkaha içerir.
Erkek için görev:
“Yap, bitir, çık.”
Kadın için görev:
“Yap, hisset, anlam kat.”
TDK için görev:
“Yapılması gereken şey.”
Sonuç?
TDK doğru ama duygusuz.
Erkek pratik ama romantizm fakiri.
Kadın detaycı ama zaman zaman fazla düşünceli.
Hepsi birleşince, ortaya insan çıkıyor işte.
---
Forumdaşlara Soruyorum: Sizin Görev Tanımınız Ne?
Peki sizce?
Görev dendiğinde aklınıza ne geliyor?
Evde, işte, ilişkide “görev” kelimesi sizde stres mi yaratıyor, yoksa kahramanlık hissi mi?
Belki erkek forumdaşlar “Abi görev diyorsan görevdir, sorgulanmaz” derken,
kadın forumdaşlar “Ama niyet önemli!” diyecek.
Bence ikisi de haklı. Çünkü hayat dediğin, TDK tanımıyla değil, duygularla ölçülüyor.
Yani, TDK görev tanımını yazmış ama “aşk görevi”, “sofra görevi”, “anne görevi”, “patron görevi” gibi alt başlıkları atlamış.
Belki de yeni bir madde eklemeli:
> Görev: Bazen bir işi yapmak, bazen bir kalbi anlamaktır.
---
Sonuç: TDK’ya Saygı, Hayata Mizah!
Sonuç olarak, TDK’nın tanımı mantıklı, ama bizim versiyonumuz daha eğlenceli.
Hayatta görev, bazen çöp atmak, bazen kalp tamir etmek, bazen de sabah kahvesini iki kişilik hazırlamaktır.
Erkek “Görev tamamlandı.” der.
Kadın “Görev tamam, ama his tamam mı?” diye sorar.
TDK ise sessizce izler, “Ben sadece tanım yapıyorum arkadaşlar…” der.
Şimdi sözü size bırakıyorum forumdaşlar:
Sizce “görev” deyince akla ilk ne gelmeli? TDK mı haklı, yoksa hayat mı? Ve en önemlisi... kim çöpü atacak bu akşam? Haydi yorumlar gelsin, görev bilinci yüksek forum ahalisi!