CHP’li Öztrak, ekonomik krize dikkat çekerek muhalefetin seçim davetini bir dahaledi
CHP’li Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, “Kara parayla sonuna kadar uğraş edeceğiz” dedi.
Öztrak’ın konuşmasının satır başları şöyle:
“Büyüyen döviz krizinin, Derin bir ekonomik ve toplumsal çöküşe dönüşmemesi için, Yapılması gerekenleri, ve mevcut idareye yapacağımız ihtarları tartıştık.
Türk lirasından 6 sıfır 2005’de atıldı. Dolar kurunun, 1 liralardan 9 liraya yükselişi 16 yıl sürdü. Kurun 9 liradan, Çift haneye geçişi ise yalnızca 1 ay sürdü. 10 liradan 11 liraya çıkışı ise yalnızca 6 gün. 16 yıl daha sonra, dolar kuruna birinci 0’ı koymak, Erdoğan Şahsım Hükümetine nasip oldu.
Paramız yalnızca dolar karşısında değil, Tüm yabancı ülke para üniteleri karşısında, güneş görmüş kar üzere eriyor. Türk Lirası son üç ayda Bulgar Levasına karşı yüzde 20, Rumen Lebir daha karşı yüzde 20, Pakistan Rupisine karşı yüzde 18 paha kaybetti. Serhat kentimiz Edirne, Bulgaristan’dan günü birlik gelenlerle dolup taşıyor. Bizim yurttaşlarımız dükkânlara yanaşamıyor.
Malımız, mülkümüz pazara çıkmış, Yabancılara ucuz ucuz satılıyor. Servet ve mülkiyet süratle el değiştiriyor. Bundan 7 yıl evvel, 4 dolara satılan banka payları, artık yabancılar tarafınca, 1 dolar 20 cente kapatılıyor. Artık dörtte bir fiyatına, yabancılar şirketlerimizi topluyor.
Ne yazık ki ucuza kapatılan şirketleri, gayrimenkulleri, Türk varlıklarını daha fazlaca duyacağız. Ağızlarından yerliliği ve ulusallığı düşürmeyen, Erdoğan Şahsım Koalisyonu, yabancıların ucuza kapattığı malın, mülkün, gayrimenkulün yanına, bir de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını, promosyon diye koyuyor.
Bugün Türk lirası büsbütün savunmasız kaldıysa, bir niçini de buharlaşan 128 milyar dolardır. Bu niçinle ulusal paramız, spekülatörlerin, manipülatörlerin oyuncağı oldu. Son faiz sonucu öncesi yaşananları daima birlikte gördük. Kurdaki oynaklık, olağanüstü düzeylere çıktı. Lakin Merkez Bankası müdahale edemedi. Merkez Bankası faiz sonucunın açıklanmasını, beş dakika geciktirdi. Belirsizliğe kendi eliyle tepe yaptırdı. O beş dakikalık vakit diliminde, ucuz dövizleri kim kapattı? Kimler o beş dakikadan daha sonra aldığı dövizleri satıp köşeyi döndü?
Dolar almış başını giderken, paramız da pul oluyor. Halkımız yoksulluğu, fukaralığı, İliklerine kadar hissediyor. Tezgâhlardaki, raflardaki malların, yanına yaklaşılmıyor. Fiyat etiketleri iki günde bir değişiyor, el yakıyor. Akaryakıt istasyonlarında uzun kuyruklar, market raflarında kıtlık ve karaborsa emareleri başladı. Ayçiçek yağı, şeker ve un, artık altın muamelesi görüyor. Bir alan, ikinciyi alamıyor.
Millet ucuz ekmek kuyruklarında saatlerce bekliyor. Hamurun birçok ise lakin bol unla yapılır. Fakat fırıncı un bulamıyor. Fırıncı esnafımız, “Kıtlık geldi de haberimiz mi yok?” diye, Soruyor. Bu yılı geçtik. Gelecek yılın ekmeği bile tehlikede. Çiftçilerimiz artan döviz kuru ve gübre fiyatları niçiniyle, tarlasına gübre atamadı.
Tarım Bakanlığı’na bakılırsa, Son bir yılda, DAP gübresinin fiyatı yüzde 165, ÜRE gübresinin fiyatı yüzde 256 artırım gördü. Tarladan sofraya kadar her yerde sorun var. Fakat Erdoğan Şahsım İdaresi, milletin meselelerini bırakmış. Koltuğunun sıkıntısına düşmüş.
Genel Liderimiz hafta sonu, mutfaktaki yangına tahlil bulmak için, sorunun paydaşlarıyla bir ortaya geldi. daha sonrasında da Erdoğan Şahsım Hükümetinden, 6 unsurluk bir önlem paketini uygulamasını istedi.
Önlemleri bir sefer daha hatırlatalım:
1- Ziraat Bankası emeline uygun hareket ederek çiftçiye 3 ay geri ödemezsiz, faizsiz kredi vermeli.
2- Çiftçimizin su ve elektrik borçlarının faizi silinmeli, geliri oranında bir daha yapılandırılmalı. Elektrikte ek kalemler kaldırılmalı.
3- Takibe düşmüş borçlara gelen faizler derhal silinmeli. Kredi geri ödemeleri 6 ay ertelenmeli.CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şunları söylemiş oldu:
4- Ziraî üretimde kullanılan mazotta KDV önümüzdeki 6 ay kaldırılmalı.
5- Tüketiciye nefes için besin mamüllerinde uygulanan yüzde 8’lik KDV 6 ay sıfırlanmalı.
6- Tüm belediyelerle kooperatifler içinde işbirliği
Genel Liderimiz, marketlere de, milletle dayanışma için, “Un, yağ, süt, bulgur, makarna, mercimek, Yumurta, peynir, tuz ve her ay bir çeşit zerzevata, Şu güç periyotta artırım yapmayın” davetinde bulundu. Bugün gösterilen fedakârlık ve dayanışmanın, Biz iş başına geldiğimizde, şüphesiz unutulmayacağını da söylemiş oldu.
Türk lirasının bedelindeki özgür düşüş, şirketlerimizin bilançolarını da vuruyor. Ağustos sonu itibariyle gerçek dalın, Döviz açık konumu yaklaşık 124 milyar dolardı. Dolar kuru Ağustos sonunda 8 lira 39 kuruştu.
Bütçede öngörülen maaş artışları, memuru da, emekliyi de enflasyona ezdirir. Öngörülen yatırımlar, mevcut ödeneklerle yapılamaz. Çiftçiye verilen dayanaklar yetmez. Bu bütçe esnafı ayağa kaldırmaz. Bu bütçe yalnızca faiz lobilerini ve dolarla garanti verilen, yandaş müteahhitleri sevindirir.
İktisatta yapılan bir tercih, öteki bir tercihten vazgeçiştir. Erdoğan tüm tercihlerini yandaşları, Ve elin evlatları için yapıyor. Milletimiz, Erdoğan’ın ikinci tercihi bile olamıyor.
Erdoğan, 20 yıl evvel iktidara geldiğinde, Kucağında tüm dünyada inanç uyandıran bir program buldu. Problemli, batık bankalar sistemden ayıklanmış, Bankacılık sistemi kuvvetli bir hale getirilmişti. Yolsuzlukları engelleyecek çağdaş bir İhale Kanunu çıkarılmış, Merkez Bankası’na araç bağımsızlığı verilmişti.
Cari açık, kıymetli bir problemdir. Ve finansal kırılganlıklarımızı artırmaktadır. Fakat cari açık nakdî değil, yapısal bir meseledir. Yapısal sıkıntılara da mali tahlil kalıcı olmaz. Cari açık Merkez Bankalarının değil, hükümetlerin çözmesi gereken bir meseledir.
Tüm bu eksenleri kapsayan dengeli bir plan, Gerçekçi bir strateji olmadan, Yalnızca faizle oynayarak cari açık sorunu çözülmez. Faizin de, enflasyonun da düşmesini en çok biz isteriz. Fakat bu, yapay biçimde faizi baskılayarak olmaz.
Enflasyon maksadını hükümet, Merkez Bankası’nın da görüşünü alarak belirleyecek. Enflasyon maksadını tutturma, Merkez Bankasının nazaranvi olacak. Banka elindeki araçları bu maksadı tutturmak için, Serbestçe kullanacak. Merkez Bankalarının en kıymetli sermayesi inançtır. Bankanın yöneticileri inanç veren, Liyakatli kişiselyetler olmalıdır. Lakin itimat ruh üzeredir. Terk ettiği vücuda geri dönmez. Artık ne Erdoğan’a ne de takımlarına inanç kalmıştır. ötürüsıyla faizin düşmesi için yapılacak birinci iş, Seçim sandığının acilen milletin önüne gelmesidir.
Ülkenin yeni kurallarla, yeni kurumlarla, yeni takımlarla teçhiz edilmesidir. CHP bunu gerçekleştirmeye hazırdır. Gelir gelmez birinci işimiz, Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını sahip çıkacak, liyakatli, sağlam, saygın, prestijli bir lideri, atamak olacaktır. Akabinde, Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistemle, Kuvvetler ayrılığını güçlendireceğiz.
Yolsuzlukla Gayretin yasal altyapısını güçlendireceğiz. Kamu İhale Yasasını, Memleketler arası kabul görmüş normlara, Uygun hale getireceğiz. Kamu yatırımlarında aktifliği sağlayacağız. Kara parayla sonuna kadar gayret edeceğiz. Sistematik vergi affı uygulamasına son vereceğiz. her insanın vergisini rahat rahat ödeyeceği, Ekonomik ortamı sağlayacağız.
Kimsenin büyüme sürecinin haricinde kalmasına, müsaade vermeyeceğiz. Kaynaklar yandaşa değil, millete gidecek. Ve olağan olarak dağımıza, taşımıza, derelerimize sahip çıkacağız. Çevresel sürdürülebilirliği, Ve Paris İklim Anlaşması’ndan doğan, memleketler arası taahhütlerimiz çerçevesinde, Yeşil Güce Dönüşüm Stratejisi’ni kararlılıkla uygulayacağız. Biz ne yapacağımızı biliyoruz. Ülkemizi Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına taşımaya hazırız.
Daha evvel bu ülkeyi krizlerden çıkarmış, Deneyimli takımlara sahibiz. Artık yapılacak belirlidir. Seçim, Seçim, Seçim. Herkes bu saatten daha sonra, Seçim talebini en kuvvetli biçimde dillendirmelidir.
Milletimiz her insanın ne yaptığını gördü. Notunu da verdi. Artık sonucunı bildiri etmek için, Sandığı dört gözle bekliyor. Sandık geldiğinde de, Erdoğan Şahsım Hükümetine ve koalisyonun küçük ortağına tasdiknamesini verecek. Hepsini meskenlerine gönderecek.
Alıntıdır
CHP’li Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, “Kara parayla sonuna kadar uğraş edeceğiz” dedi.
Öztrak’ın konuşmasının satır başları şöyle:
“Büyüyen döviz krizinin, Derin bir ekonomik ve toplumsal çöküşe dönüşmemesi için, Yapılması gerekenleri, ve mevcut idareye yapacağımız ihtarları tartıştık.
Türk lirasından 6 sıfır 2005’de atıldı. Dolar kurunun, 1 liralardan 9 liraya yükselişi 16 yıl sürdü. Kurun 9 liradan, Çift haneye geçişi ise yalnızca 1 ay sürdü. 10 liradan 11 liraya çıkışı ise yalnızca 6 gün. 16 yıl daha sonra, dolar kuruna birinci 0’ı koymak, Erdoğan Şahsım Hükümetine nasip oldu.
Paramız yalnızca dolar karşısında değil, Tüm yabancı ülke para üniteleri karşısında, güneş görmüş kar üzere eriyor. Türk Lirası son üç ayda Bulgar Levasına karşı yüzde 20, Rumen Lebir daha karşı yüzde 20, Pakistan Rupisine karşı yüzde 18 paha kaybetti. Serhat kentimiz Edirne, Bulgaristan’dan günü birlik gelenlerle dolup taşıyor. Bizim yurttaşlarımız dükkânlara yanaşamıyor.
Malımız, mülkümüz pazara çıkmış, Yabancılara ucuz ucuz satılıyor. Servet ve mülkiyet süratle el değiştiriyor. Bundan 7 yıl evvel, 4 dolara satılan banka payları, artık yabancılar tarafınca, 1 dolar 20 cente kapatılıyor. Artık dörtte bir fiyatına, yabancılar şirketlerimizi topluyor.
Ne yazık ki ucuza kapatılan şirketleri, gayrimenkulleri, Türk varlıklarını daha fazlaca duyacağız. Ağızlarından yerliliği ve ulusallığı düşürmeyen, Erdoğan Şahsım Koalisyonu, yabancıların ucuza kapattığı malın, mülkün, gayrimenkulün yanına, bir de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını, promosyon diye koyuyor.
Bugün Türk lirası büsbütün savunmasız kaldıysa, bir niçini de buharlaşan 128 milyar dolardır. Bu niçinle ulusal paramız, spekülatörlerin, manipülatörlerin oyuncağı oldu. Son faiz sonucu öncesi yaşananları daima birlikte gördük. Kurdaki oynaklık, olağanüstü düzeylere çıktı. Lakin Merkez Bankası müdahale edemedi. Merkez Bankası faiz sonucunın açıklanmasını, beş dakika geciktirdi. Belirsizliğe kendi eliyle tepe yaptırdı. O beş dakikalık vakit diliminde, ucuz dövizleri kim kapattı? Kimler o beş dakikadan daha sonra aldığı dövizleri satıp köşeyi döndü?
Dolar almış başını giderken, paramız da pul oluyor. Halkımız yoksulluğu, fukaralığı, İliklerine kadar hissediyor. Tezgâhlardaki, raflardaki malların, yanına yaklaşılmıyor. Fiyat etiketleri iki günde bir değişiyor, el yakıyor. Akaryakıt istasyonlarında uzun kuyruklar, market raflarında kıtlık ve karaborsa emareleri başladı. Ayçiçek yağı, şeker ve un, artık altın muamelesi görüyor. Bir alan, ikinciyi alamıyor.
Millet ucuz ekmek kuyruklarında saatlerce bekliyor. Hamurun birçok ise lakin bol unla yapılır. Fakat fırıncı un bulamıyor. Fırıncı esnafımız, “Kıtlık geldi de haberimiz mi yok?” diye, Soruyor. Bu yılı geçtik. Gelecek yılın ekmeği bile tehlikede. Çiftçilerimiz artan döviz kuru ve gübre fiyatları niçiniyle, tarlasına gübre atamadı.
Tarım Bakanlığı’na bakılırsa, Son bir yılda, DAP gübresinin fiyatı yüzde 165, ÜRE gübresinin fiyatı yüzde 256 artırım gördü. Tarladan sofraya kadar her yerde sorun var. Fakat Erdoğan Şahsım İdaresi, milletin meselelerini bırakmış. Koltuğunun sıkıntısına düşmüş.
Genel Liderimiz hafta sonu, mutfaktaki yangına tahlil bulmak için, sorunun paydaşlarıyla bir ortaya geldi. daha sonrasında da Erdoğan Şahsım Hükümetinden, 6 unsurluk bir önlem paketini uygulamasını istedi.
Önlemleri bir sefer daha hatırlatalım:
1- Ziraat Bankası emeline uygun hareket ederek çiftçiye 3 ay geri ödemezsiz, faizsiz kredi vermeli.
2- Çiftçimizin su ve elektrik borçlarının faizi silinmeli, geliri oranında bir daha yapılandırılmalı. Elektrikte ek kalemler kaldırılmalı.
3- Takibe düşmüş borçlara gelen faizler derhal silinmeli. Kredi geri ödemeleri 6 ay ertelenmeli.CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şunları söylemiş oldu:
4- Ziraî üretimde kullanılan mazotta KDV önümüzdeki 6 ay kaldırılmalı.
5- Tüketiciye nefes için besin mamüllerinde uygulanan yüzde 8’lik KDV 6 ay sıfırlanmalı.
6- Tüm belediyelerle kooperatifler içinde işbirliği
Genel Liderimiz, marketlere de, milletle dayanışma için, “Un, yağ, süt, bulgur, makarna, mercimek, Yumurta, peynir, tuz ve her ay bir çeşit zerzevata, Şu güç periyotta artırım yapmayın” davetinde bulundu. Bugün gösterilen fedakârlık ve dayanışmanın, Biz iş başına geldiğimizde, şüphesiz unutulmayacağını da söylemiş oldu.
Türk lirasının bedelindeki özgür düşüş, şirketlerimizin bilançolarını da vuruyor. Ağustos sonu itibariyle gerçek dalın, Döviz açık konumu yaklaşık 124 milyar dolardı. Dolar kuru Ağustos sonunda 8 lira 39 kuruştu.
Bütçede öngörülen maaş artışları, memuru da, emekliyi de enflasyona ezdirir. Öngörülen yatırımlar, mevcut ödeneklerle yapılamaz. Çiftçiye verilen dayanaklar yetmez. Bu bütçe esnafı ayağa kaldırmaz. Bu bütçe yalnızca faiz lobilerini ve dolarla garanti verilen, yandaş müteahhitleri sevindirir.
İktisatta yapılan bir tercih, öteki bir tercihten vazgeçiştir. Erdoğan tüm tercihlerini yandaşları, Ve elin evlatları için yapıyor. Milletimiz, Erdoğan’ın ikinci tercihi bile olamıyor.
Erdoğan, 20 yıl evvel iktidara geldiğinde, Kucağında tüm dünyada inanç uyandıran bir program buldu. Problemli, batık bankalar sistemden ayıklanmış, Bankacılık sistemi kuvvetli bir hale getirilmişti. Yolsuzlukları engelleyecek çağdaş bir İhale Kanunu çıkarılmış, Merkez Bankası’na araç bağımsızlığı verilmişti.
Cari açık, kıymetli bir problemdir. Ve finansal kırılganlıklarımızı artırmaktadır. Fakat cari açık nakdî değil, yapısal bir meseledir. Yapısal sıkıntılara da mali tahlil kalıcı olmaz. Cari açık Merkez Bankalarının değil, hükümetlerin çözmesi gereken bir meseledir.
Tüm bu eksenleri kapsayan dengeli bir plan, Gerçekçi bir strateji olmadan, Yalnızca faizle oynayarak cari açık sorunu çözülmez. Faizin de, enflasyonun da düşmesini en çok biz isteriz. Fakat bu, yapay biçimde faizi baskılayarak olmaz.
Enflasyon maksadını hükümet, Merkez Bankası’nın da görüşünü alarak belirleyecek. Enflasyon maksadını tutturma, Merkez Bankasının nazaranvi olacak. Banka elindeki araçları bu maksadı tutturmak için, Serbestçe kullanacak. Merkez Bankalarının en kıymetli sermayesi inançtır. Bankanın yöneticileri inanç veren, Liyakatli kişiselyetler olmalıdır. Lakin itimat ruh üzeredir. Terk ettiği vücuda geri dönmez. Artık ne Erdoğan’a ne de takımlarına inanç kalmıştır. ötürüsıyla faizin düşmesi için yapılacak birinci iş, Seçim sandığının acilen milletin önüne gelmesidir.
Ülkenin yeni kurallarla, yeni kurumlarla, yeni takımlarla teçhiz edilmesidir. CHP bunu gerçekleştirmeye hazırdır. Gelir gelmez birinci işimiz, Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını sahip çıkacak, liyakatli, sağlam, saygın, prestijli bir lideri, atamak olacaktır. Akabinde, Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistemle, Kuvvetler ayrılığını güçlendireceğiz.
Yolsuzlukla Gayretin yasal altyapısını güçlendireceğiz. Kamu İhale Yasasını, Memleketler arası kabul görmüş normlara, Uygun hale getireceğiz. Kamu yatırımlarında aktifliği sağlayacağız. Kara parayla sonuna kadar gayret edeceğiz. Sistematik vergi affı uygulamasına son vereceğiz. her insanın vergisini rahat rahat ödeyeceği, Ekonomik ortamı sağlayacağız.
Kimsenin büyüme sürecinin haricinde kalmasına, müsaade vermeyeceğiz. Kaynaklar yandaşa değil, millete gidecek. Ve olağan olarak dağımıza, taşımıza, derelerimize sahip çıkacağız. Çevresel sürdürülebilirliği, Ve Paris İklim Anlaşması’ndan doğan, memleketler arası taahhütlerimiz çerçevesinde, Yeşil Güce Dönüşüm Stratejisi’ni kararlılıkla uygulayacağız. Biz ne yapacağımızı biliyoruz. Ülkemizi Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına taşımaya hazırız.
Daha evvel bu ülkeyi krizlerden çıkarmış, Deneyimli takımlara sahibiz. Artık yapılacak belirlidir. Seçim, Seçim, Seçim. Herkes bu saatten daha sonra, Seçim talebini en kuvvetli biçimde dillendirmelidir.
Milletimiz her insanın ne yaptığını gördü. Notunu da verdi. Artık sonucunı bildiri etmek için, Sandığı dört gözle bekliyor. Sandık geldiğinde de, Erdoğan Şahsım Hükümetine ve koalisyonun küçük ortağına tasdiknamesini verecek. Hepsini meskenlerine gönderecek.
Alıntıdır