Son dakika haberi: Van’da bir çocuğu terör örgütüne götüren 3 sanığın hareketleri gerekçeli kararda
VAN (AA) – Van‘da 7 yıl evvel 15 yaşından küçük çocuğu terör örgütü PKK’ya götürdükleri için yargılanan 3 sanığa verilen farklı ayrı müebbet ve 3 yıl 9’ar ay mahpus cezasının öne sürülen sebebi belirtildi.
Van 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Temmuz 2015’te 15 yaşından küçük H.B’yi dağa götürdükleri sebebi öne sürülerek yargılanan M.B, S.B. ve R.B’ye “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “hürriyeti mahrum kılmak” hatalarından verdiği mahpus cezalarının gerekçeli sonucunı hazırladı.
Olay tarihinde müşteki A.B. tarafınca hakkında kayıp başvurusu yapılan 2001 doğumlu H.B’nin, terör örgütü PKK’dan kaçarak Habur Hudut Kapısı’nda güvenlik güçlerine teslim olduğunun açıklandıği kararda, H.B’nin sözüne yer verildi.
H.B, sanıklarla Çatak ilçe merkezinde karşılaştığını, onların yaptığı propagandadan etkilenerek örgüte katılmayı kabul ettiğini belirtti. Sanıklardan S.B. ve R.B’nin kullandığı araçla Çatak ilçesinin Kaçit Mahallesi’ne gittiklerini, çöplerin bulunduğu noktaya geldiklerinde 2 teröristin el işareti ile kendilerini Övecek bölgesine yönlendirdiğini anlatan H.B, araç hareket halinde iken sanıkların “Sakın örgütten kaçmayın, başınıza sıkın bir daha de teslim olmayın. Yakalandığınızda ismimizi vermeyin.” söylemiş olduğini tabir etti.
Sanık M.B’nin 2014 yılında Çatak ilçesinin Dalbastı Şeytanderesi bölgesinde ve 2015 yılında Andiçen mevkisinde kelamda “barış çadırı” ismi altında örgüt tarafınca kurulan çadırlara gittiği, “nöbet” tuttuğu ve çadırların erzak muhtaçlığını karşıladığına yönelik kanıtların bulunduğuna yer verilen kararda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve silahlı terör örgütünden gelen talimat ve buyrukları yerine getiren, örgüt mensuplarıyla irtibatlı olan sanıkların, örgüte iştirak yaptığı yıl prestijiyle 15 yaşından küçük olan H.B’yi kırsaldaki örgüt mensuplarıyla görüştürmediklerini belirtmiş olsalar da toplanan kanıtlar, alınan beyanlar ve katılanın iftira atmasını gerektirir bir hasımlığın bulunmayışı karşısında, savunmalarına prestij edilmemesi gerektiği anlaşılmıştır. Fiil ehliyeti bulunmayan çocukların, silahlı terör örgütlerinin buyruğuna verilip, örgütün gayeleri doğrultusunda silahlı çatışmalara sürülerek gerek kendileri gerekse öbürleri bakımından tehlikeli birer hata makinesi haline dönüştürülmeleri hedef hatası işlemeye elverişli kabul edilecektir. Mağdurun 15 yaşından küçük olması da dikkate alınarak aksiyonların ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılmak’ ve ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ hatalarını oluşturacağı, bu niçinle maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarılması bakımından belirtilen eksiklikler mahkememizce giderilmiştir.”
Sanıklar R.B. ve S.B’nin, çocuğu dağa gdolayırken, “Sakın örgütten kaçmayın, başınıza sıkın bir daha de teslim olmayın. Yakalandığınızda ismimizi vermeyin.” dediği ve görüştükleri örgüt mensuplarına yanlarında götürdükleri bir çuval ekmeği verdikleri bilgisinin yer aldığı kararda, güvenlik güçlerine teslim olan H.B’nin, kovuşturma evresindeki beyanlarında da örgüte katılması noktasında sanıkların kendisini ikna ederek dağa götürdüğünü kabul ettiği açıklandı.
Kelam konusu hatayla ilgili Yargıtay 16. Ceza Dairesinin içtihatlarına da yer verilen kararda, şunlar kaydedildi:
“Sanıkların, 15 yaşından küçük olan H.B’ye terör örgütü PKK/KCK’nın propagandasını yapıp, örgüte iştirak konusunda ikna ettikten daha sonra dağa gdolayıp örgüt mensuplarına teslim etmelerinden ibaret olan gaye kabahati işlemeye elverişli vahamet arz eden aksiyonlarının, ‘Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ cürmünü oluşturacağı kanaatine varıldığı, bu kapsamda atılı cürmü işledikleri sabit olduğundan, aksiyonlarına uyan Türk Ceza Kanununun 302/1 unsuru yeterince başka ayrı cezalandırılmaları formunda karar kurmak gerekmiştir. Hukuken isteği geçerli olmayan H.B’nin 3 sanık tarafınca fikir ve hareket birliği ortasında dağa gdolayılmesi hareketinin ‘kişiyi hürriyetinden fakir kılmak’ kabahatini da oluşturduğu sabittir. Sanıkların hareketine uyan Türk Ceza Kanunun ilgili unsurları uyarınca, kabahatin işleniş biçimi, hata konusunun ehemmiyeti ile birden çok nitelikli halinin bulunması dikkate alınarak başka farklı müebbet ve 3 yıl 9’ar ay mahpusla cezalandırılmalarına karar verilmiştir.”
Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 3 sanık, 7 Şubat’ta Van 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasında “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “hürriyeti mahrum kılmak” cürümlerinden başka farklı müebbet ve 3 yıl 9’ar ay mahpus cezasına çarptırılmıştı.
AA / Cemal Aşan – Şimdiki
Togo Cumhuriyeti, Terör, PKK, Van, Yeni, Haberler
Alıntıdır
VAN (AA) – Van‘da 7 yıl evvel 15 yaşından küçük çocuğu terör örgütü PKK’ya götürdükleri için yargılanan 3 sanığa verilen farklı ayrı müebbet ve 3 yıl 9’ar ay mahpus cezasının öne sürülen sebebi belirtildi.
Van 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Temmuz 2015’te 15 yaşından küçük H.B’yi dağa götürdükleri sebebi öne sürülerek yargılanan M.B, S.B. ve R.B’ye “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “hürriyeti mahrum kılmak” hatalarından verdiği mahpus cezalarının gerekçeli sonucunı hazırladı.
Olay tarihinde müşteki A.B. tarafınca hakkında kayıp başvurusu yapılan 2001 doğumlu H.B’nin, terör örgütü PKK’dan kaçarak Habur Hudut Kapısı’nda güvenlik güçlerine teslim olduğunun açıklandıği kararda, H.B’nin sözüne yer verildi.
H.B, sanıklarla Çatak ilçe merkezinde karşılaştığını, onların yaptığı propagandadan etkilenerek örgüte katılmayı kabul ettiğini belirtti. Sanıklardan S.B. ve R.B’nin kullandığı araçla Çatak ilçesinin Kaçit Mahallesi’ne gittiklerini, çöplerin bulunduğu noktaya geldiklerinde 2 teröristin el işareti ile kendilerini Övecek bölgesine yönlendirdiğini anlatan H.B, araç hareket halinde iken sanıkların “Sakın örgütten kaçmayın, başınıza sıkın bir daha de teslim olmayın. Yakalandığınızda ismimizi vermeyin.” söylemiş olduğini tabir etti.
Sanık M.B’nin 2014 yılında Çatak ilçesinin Dalbastı Şeytanderesi bölgesinde ve 2015 yılında Andiçen mevkisinde kelamda “barış çadırı” ismi altında örgüt tarafınca kurulan çadırlara gittiği, “nöbet” tuttuğu ve çadırların erzak muhtaçlığını karşıladığına yönelik kanıtların bulunduğuna yer verilen kararda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve silahlı terör örgütünden gelen talimat ve buyrukları yerine getiren, örgüt mensuplarıyla irtibatlı olan sanıkların, örgüte iştirak yaptığı yıl prestijiyle 15 yaşından küçük olan H.B’yi kırsaldaki örgüt mensuplarıyla görüştürmediklerini belirtmiş olsalar da toplanan kanıtlar, alınan beyanlar ve katılanın iftira atmasını gerektirir bir hasımlığın bulunmayışı karşısında, savunmalarına prestij edilmemesi gerektiği anlaşılmıştır. Fiil ehliyeti bulunmayan çocukların, silahlı terör örgütlerinin buyruğuna verilip, örgütün gayeleri doğrultusunda silahlı çatışmalara sürülerek gerek kendileri gerekse öbürleri bakımından tehlikeli birer hata makinesi haline dönüştürülmeleri hedef hatası işlemeye elverişli kabul edilecektir. Mağdurun 15 yaşından küçük olması da dikkate alınarak aksiyonların ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılmak’ ve ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ hatalarını oluşturacağı, bu niçinle maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarılması bakımından belirtilen eksiklikler mahkememizce giderilmiştir.”
Sanıklar R.B. ve S.B’nin, çocuğu dağa gdolayırken, “Sakın örgütten kaçmayın, başınıza sıkın bir daha de teslim olmayın. Yakalandığınızda ismimizi vermeyin.” dediği ve görüştükleri örgüt mensuplarına yanlarında götürdükleri bir çuval ekmeği verdikleri bilgisinin yer aldığı kararda, güvenlik güçlerine teslim olan H.B’nin, kovuşturma evresindeki beyanlarında da örgüte katılması noktasında sanıkların kendisini ikna ederek dağa götürdüğünü kabul ettiği açıklandı.
Kelam konusu hatayla ilgili Yargıtay 16. Ceza Dairesinin içtihatlarına da yer verilen kararda, şunlar kaydedildi:
“Sanıkların, 15 yaşından küçük olan H.B’ye terör örgütü PKK/KCK’nın propagandasını yapıp, örgüte iştirak konusunda ikna ettikten daha sonra dağa gdolayıp örgüt mensuplarına teslim etmelerinden ibaret olan gaye kabahati işlemeye elverişli vahamet arz eden aksiyonlarının, ‘Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ cürmünü oluşturacağı kanaatine varıldığı, bu kapsamda atılı cürmü işledikleri sabit olduğundan, aksiyonlarına uyan Türk Ceza Kanununun 302/1 unsuru yeterince başka ayrı cezalandırılmaları formunda karar kurmak gerekmiştir. Hukuken isteği geçerli olmayan H.B’nin 3 sanık tarafınca fikir ve hareket birliği ortasında dağa gdolayılmesi hareketinin ‘kişiyi hürriyetinden fakir kılmak’ kabahatini da oluşturduğu sabittir. Sanıkların hareketine uyan Türk Ceza Kanunun ilgili unsurları uyarınca, kabahatin işleniş biçimi, hata konusunun ehemmiyeti ile birden çok nitelikli halinin bulunması dikkate alınarak başka farklı müebbet ve 3 yıl 9’ar ay mahpusla cezalandırılmalarına karar verilmiştir.”
Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 3 sanık, 7 Şubat’ta Van 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasında “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “hürriyeti mahrum kılmak” cürümlerinden başka farklı müebbet ve 3 yıl 9’ar ay mahpus cezasına çarptırılmıştı.
AA / Cemal Aşan – Şimdiki
Togo Cumhuriyeti, Terör, PKK, Van, Yeni, Haberler
Alıntıdır