İmamoğlu: Göç akınlarını önleyemezsek İstanbul’un ulaşım problemine deva bulamayız
CHP’nin İstanbul Avrasya Şov Merkezi’nde düzenlediği ve üç gün sürecek olan “CHP’li Belediyeler Ziraî Kalkınma Zirvesi” başladı. İBB’nin mesken sahipliğinde yapılan tepeye CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Lider yardımcıları, CHP’li büyükşehir, vilayet ve ilçe belediyeleri ile çiftçiler ve üreticiler katıldı.
İmamoğlu, “Tarımsal Kalkınma Zirvesi”nin açılışında yaptığı konuşmada; “Sayın Genel Liderimizin talimatıyla 6 aydır hazırlıklarını sürdürdüğümüz, 160 belediye ve 300 kooperatifin stant açtığı bu tepe, son senelerda lokal idare anlayışımızda yaşanan fazlaca kıymetli bir değişimin en net ifadesidir” dedi.
İmamoğlu’nun, konuşması satır başlarıyla şu biçimde:
“Ülkenin dört yanında ziraî kalkınmayı üreticiyi sıkıntı edinen, tüketiciyi gözeten yenilikçi, iştirakçi tahliller geliştiren belediyelerin varlığını burada hissedecek ve bakılırsaceksiniz. Ziraî kalkınma tepesi, bu belediyelerin ve üreticilerin birlikte neler başardıklarını ve neler başarabileceklerini bu hoş buluşmada ortaya koyacak. Bu dorukta paylaşılacak her fikir Türkiye’nin geleceğini ekilen sağlıklı tohumlardır. Ziraî kalkınmayı göz gerisi eden bir Türkiye’nin kuvvetli bir ülke olamayacağını hepimiz hayli net biliyoruz. Yoksullukla çabayı, eşitlik ve adalet prensipleriyle istihdam temelli ele almayan bir Türkiye, ne yazık ki gelişemez ve kalkınamaz. Bu açıdan Ziraî Kalkınma Tepesi, ülkemizin faydası açısından hakikaten hayli kıymetli ve uygun bir vakitte olacaktır.
‘Her şartta tahlil üretmenin bir yolunu bulduk’
Bu doruğun terazisinin iki kefesi olduğunu düşünüyoruz. Birinde tüm belediyelerimizin el birliğiyle gerçekleştirdiği toplumsal belediyecilik çalışmaları bulunuyor. bakılırsave geldiğimizden bu yana daima bir arada biroldukça meseleyle çaba ettik. Ekonomik kriz, pandemi, doğal afetler peş peşe geldi. Sahiden belediyelerimiz, bu şartlarda epey fakat fazlaca yeterli imtihanlar vermiştir. Vatandaşın kaygısına deva olmak için daima çalıştık. Bunu yaparken, biliyoruz ki önümüze maniler çıkaracaklardı ve çıkardılar. Lakin hiç bir arkadaşımız, halka hizmet konusunda yılmadı, yılmayacak. Her şartta tahlil üretmenin bir yolunu bulduk ve açıkçası biz, işimize baktık. Bu dorukta belediyelerimizin neler yaptığını hem toplu birebir vakitte başka ayrı hem nazaranceğiz birebir vakitte dinleyebileceğiz. bu biçimdece mahallî idarelerdeki büyük resmi herkes bu fuarla birlikte hayli lakin epey net gorecek.
Bu doruğun ikinci kefesi ise ülkemizin bütüncül bir planlamaya olan gereksinimiyle direkt ilgili. Ülkemizin tamamı sağlam, bütüncül bir kent ve kır siyasetine sahip şayet olmazsa kentlerin sıkıntılarıyla da baş etmemizin giderek daha güç olduğunu ve hatta baş edilemez olduğunu tahminen de en düzgün İstanbul olarak biz biliyoruz. İstanbul, 16 milyonluk nüfusuyla Avrupa’nın en kalabalık kenti, en kalabalık metropolü. Milyonları bulan mültecileri de ayrıyeten belirtmeliyiz. 2 milyonu aştığını net olarak biliyor ve yaşıyoruz. bu biçimde bir kentin meselelerini çözebilmek olağanüstü bir gayret gerektiriyor. Bunu da yapıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bugün birebir anda 10 farklı metro inşaatı yapan dünyadaki tek belediye. Fakat 10 değil, 100 metro da yapılsa, şayet İstanbul’a yeni göç akınlarını önleyemezsek İstanbul’un ulaşım meselesine kalıcı bir deva bulmamız mümkün değildir.
‘Memleketin kırsal bölgeleri süratle boşalıyor’
Marmara Bölgesi’ne bakarsak, en acıklı örnek buradadır. Marmara Bölgesi, Türkiye’nin yüz ölçümünün yüzde 8.5’dir. Nüfusun üçte birini ve endüstrinin yüzde 50’sine yakınını bu bölgeye yığmışız. Buna karşılık memleketin kırsal bölgeleri ise süratle boşalıyor. Bu gidişatı bilakis çevirmenin yolu, kuvvetli bir tarım siyaseti inşa etmekten geçmektedir. Bu siyaset, tarıma bir daha gelir getirici özellik kazandırarak, insanların doğdukları yerde refaha ulaşabilmelerini sağlar. Ben bir tarım çocuğuyum. O denli doğdum o denli büyüdüm. Liseye kadar o denli büyüdüm. Onun huzurunu, keyfini, yarattığı memnuniyeti o çocukluğunda, gençliğinde hayatış birisiyim. ötürüsıyla bunu fazlaca düzgün biliyorum. Kırsaldaki gelişim, kentlerde olan sıhhatsiz yönelimi durdurur. Mutfaktaki yangını söndürür. Ve bugün aslında burada şu an bunu goreceğiz. Birazdan dinleyeceğimiz, goreceğimiz 2024-28 tarım siyasetleriyle ilgili partimizin çalışmalarının, bu sıkıntılara tahlil üretebilecek, içeriğe ve araçlara sahip olacağından mutlaka eminim. Dolu dolu üç gün geçireceğiz. Belediyelerimiz, kooperatiflerimiz ve uzmanlarımız birbirleriyle proje alışverişi yapacaklar. Yerelden genele giden yolun taşlarını daima birlikte döşemeye devam edeceğiz. Ve bunu bütün İstanbul’un da gelip görmesini ve yaşamasını istiyorum. Bütün İstanbullu hemşerilerimi bilhassa o fuara gelmeleri için de buradan davet ediyorum.”
Alıntıdır
CHP’nin İstanbul Avrasya Şov Merkezi’nde düzenlediği ve üç gün sürecek olan “CHP’li Belediyeler Ziraî Kalkınma Zirvesi” başladı. İBB’nin mesken sahipliğinde yapılan tepeye CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Lider yardımcıları, CHP’li büyükşehir, vilayet ve ilçe belediyeleri ile çiftçiler ve üreticiler katıldı.
İmamoğlu, “Tarımsal Kalkınma Zirvesi”nin açılışında yaptığı konuşmada; “Sayın Genel Liderimizin talimatıyla 6 aydır hazırlıklarını sürdürdüğümüz, 160 belediye ve 300 kooperatifin stant açtığı bu tepe, son senelerda lokal idare anlayışımızda yaşanan fazlaca kıymetli bir değişimin en net ifadesidir” dedi.
İmamoğlu’nun, konuşması satır başlarıyla şu biçimde:
“Ülkenin dört yanında ziraî kalkınmayı üreticiyi sıkıntı edinen, tüketiciyi gözeten yenilikçi, iştirakçi tahliller geliştiren belediyelerin varlığını burada hissedecek ve bakılırsaceksiniz. Ziraî kalkınma tepesi, bu belediyelerin ve üreticilerin birlikte neler başardıklarını ve neler başarabileceklerini bu hoş buluşmada ortaya koyacak. Bu dorukta paylaşılacak her fikir Türkiye’nin geleceğini ekilen sağlıklı tohumlardır. Ziraî kalkınmayı göz gerisi eden bir Türkiye’nin kuvvetli bir ülke olamayacağını hepimiz hayli net biliyoruz. Yoksullukla çabayı, eşitlik ve adalet prensipleriyle istihdam temelli ele almayan bir Türkiye, ne yazık ki gelişemez ve kalkınamaz. Bu açıdan Ziraî Kalkınma Tepesi, ülkemizin faydası açısından hakikaten hayli kıymetli ve uygun bir vakitte olacaktır.
‘Her şartta tahlil üretmenin bir yolunu bulduk’
Bu doruğun terazisinin iki kefesi olduğunu düşünüyoruz. Birinde tüm belediyelerimizin el birliğiyle gerçekleştirdiği toplumsal belediyecilik çalışmaları bulunuyor. bakılırsave geldiğimizden bu yana daima bir arada biroldukça meseleyle çaba ettik. Ekonomik kriz, pandemi, doğal afetler peş peşe geldi. Sahiden belediyelerimiz, bu şartlarda epey fakat fazlaca yeterli imtihanlar vermiştir. Vatandaşın kaygısına deva olmak için daima çalıştık. Bunu yaparken, biliyoruz ki önümüze maniler çıkaracaklardı ve çıkardılar. Lakin hiç bir arkadaşımız, halka hizmet konusunda yılmadı, yılmayacak. Her şartta tahlil üretmenin bir yolunu bulduk ve açıkçası biz, işimize baktık. Bu dorukta belediyelerimizin neler yaptığını hem toplu birebir vakitte başka ayrı hem nazaranceğiz birebir vakitte dinleyebileceğiz. bu biçimdece mahallî idarelerdeki büyük resmi herkes bu fuarla birlikte hayli lakin epey net gorecek.
Bu doruğun ikinci kefesi ise ülkemizin bütüncül bir planlamaya olan gereksinimiyle direkt ilgili. Ülkemizin tamamı sağlam, bütüncül bir kent ve kır siyasetine sahip şayet olmazsa kentlerin sıkıntılarıyla da baş etmemizin giderek daha güç olduğunu ve hatta baş edilemez olduğunu tahminen de en düzgün İstanbul olarak biz biliyoruz. İstanbul, 16 milyonluk nüfusuyla Avrupa’nın en kalabalık kenti, en kalabalık metropolü. Milyonları bulan mültecileri de ayrıyeten belirtmeliyiz. 2 milyonu aştığını net olarak biliyor ve yaşıyoruz. bu biçimde bir kentin meselelerini çözebilmek olağanüstü bir gayret gerektiriyor. Bunu da yapıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bugün birebir anda 10 farklı metro inşaatı yapan dünyadaki tek belediye. Fakat 10 değil, 100 metro da yapılsa, şayet İstanbul’a yeni göç akınlarını önleyemezsek İstanbul’un ulaşım meselesine kalıcı bir deva bulmamız mümkün değildir.
‘Memleketin kırsal bölgeleri süratle boşalıyor’
Marmara Bölgesi’ne bakarsak, en acıklı örnek buradadır. Marmara Bölgesi, Türkiye’nin yüz ölçümünün yüzde 8.5’dir. Nüfusun üçte birini ve endüstrinin yüzde 50’sine yakınını bu bölgeye yığmışız. Buna karşılık memleketin kırsal bölgeleri ise süratle boşalıyor. Bu gidişatı bilakis çevirmenin yolu, kuvvetli bir tarım siyaseti inşa etmekten geçmektedir. Bu siyaset, tarıma bir daha gelir getirici özellik kazandırarak, insanların doğdukları yerde refaha ulaşabilmelerini sağlar. Ben bir tarım çocuğuyum. O denli doğdum o denli büyüdüm. Liseye kadar o denli büyüdüm. Onun huzurunu, keyfini, yarattığı memnuniyeti o çocukluğunda, gençliğinde hayatış birisiyim. ötürüsıyla bunu fazlaca düzgün biliyorum. Kırsaldaki gelişim, kentlerde olan sıhhatsiz yönelimi durdurur. Mutfaktaki yangını söndürür. Ve bugün aslında burada şu an bunu goreceğiz. Birazdan dinleyeceğimiz, goreceğimiz 2024-28 tarım siyasetleriyle ilgili partimizin çalışmalarının, bu sıkıntılara tahlil üretebilecek, içeriğe ve araçlara sahip olacağından mutlaka eminim. Dolu dolu üç gün geçireceğiz. Belediyelerimiz, kooperatiflerimiz ve uzmanlarımız birbirleriyle proje alışverişi yapacaklar. Yerelden genele giden yolun taşlarını daima birlikte döşemeye devam edeceğiz. Ve bunu bütün İstanbul’un da gelip görmesini ve yaşamasını istiyorum. Bütün İstanbullu hemşerilerimi bilhassa o fuara gelmeleri için de buradan davet ediyorum.”
Alıntıdır