Dinimizde Kibir Nedir ?

Melis

New member
Dinimizde Kibir Nedir?

Kibir, insanların kalplerinde ve davranışlarında taşımayı sürdürdükleri bir duygudur. Bu duygu, bir kişinin kendisini başkalarından üstün görmesi, başka insanları küçümsemesi ve kendi değerini abartması şeklinde kendini gösterir. İslam dini, kibiri büyük bir günah olarak kabul etmekte ve müminleri bu kötü huylardan sakındırmaya çağırmaktadır. Peki, dinimizde kibir nedir? İslam, kibiri nasıl tanımlar ve kibirli bir insanın toplumda nasıl bir etkisi olabilir? İşte bu sorulara verilen cevapları ve kibir konusunun İslam'daki yerini daha derinlemesine inceleyeceğiz.

Kibir İslam'da Nasıl Tanımlanır?

Kibir, kelime anlamı olarak "büyüklük taslama" veya "kendisini üstün görme" olarak ifade edilebilir. Kur'an-ı Kerim ve Hadislerde kibir, Allah’a ve O'nun emirlerine karşı duyulan saygısızlıkla, insanları hor görme ve onları küçümseme şeklinde ele alınır. Allah’ın, insanları yaratma kudreti, O’nun her şeyin üzerinde olan yüceliği, kibirli bir insanın bu gerçeği reddetmesi anlamına gelir.

Kur'an’da kibir, şu şekilde tanımlanır:

"Ve (onlar) büyüklük taslayanlardır." (Fussilet, 41/15)

Bu ayet, kibirli insanların Allah'ın kudretine karşı koyma ve kendilerini büyük görme eğiliminde olduğunu ifade eder. Aynı zamanda kibir, insanı doğru yoldan saptıran bir durumdur ve inananların, müminlerin bu tutumdan kaçınması gerektiği vurgulanır.

Kibirin İnsan Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Kibir, insanın ruhsal ve sosyal hayatını derinden etkileyen bir duygu ve tutumdur. Kibirli insanlar, toplum içinde yalnızlık yaşama, güven kaybı ve hoşnutsuzluk gibi birçok olumsuzlukla karşılaşırlar. İnsanlar, kibirli birini çevrelerinde görmekten hoşlanmazlar. Çünkü kibir, başkalarının haklarına saygısızlık anlamına gelir ve insanları birbirinden uzaklaştırır.

İslam dini, kibirli insanları uyarmakla birlikte, müminlere tevazu ve alçakgönüllülük göstermelerini öğütler. Tevazu, insanın Allah karşısında ne kadar aciz olduğunu ve başkalarına karşı da saygılı olmayı ifade eder. Bu nedenle kibir, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ciddi sorunlara yol açabilir.

Kibirli Olmak Neden Haramdır?

Kibir, İslam’da haram bir davranış olarak kabul edilir. Çünkü kibir, insanların eşitlik ilkesine aykırıdır. Allah, insanları yaratırken hepsini eşit olarak yaratmış ve hiçbirini diğerinden üstün kılmamıştır. Kibir, Allah’ın bu eşitlik ilkesini reddetmek ve insanları sınıflandırmak anlamına gelir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: "Kim de kibir gösterirse, Allah onu küçültür." (Müslim) Bu hadis, kibirin insanın ruhunu kararttığı ve onu daha da küçülttüğü anlamına gelir. İslam, kibirli olanların, kendilerini küçük görmeleri gerektiğini ve Allah’ın yüceliği karşısında her insanın eşit olduğunu kabul etmeleri gerektiğini vurgular.

Kibirli İnsanların Sosyal Yaşamı ve Etkileri

Kibirli insanların toplumsal ilişkileri de zayıflar. Çünkü kibir, başkalarına değer vermemek ve onları küçük görmek anlamına gelir. Kibirli bir insan, diğer insanlara da kendisini üstün görerek yaklaşır ve onlarla sağlıklı ilişkiler kurmakta zorlanır. Bu durum, bireysel ilişkilerde olduğu gibi, toplumsal düzeyde de sorunlara yol açar.

Birçok kişi kibirli bir insana yaklaşmaktan çekinir, onunla iletişim kurmak istemez. Bu durum, kibirli kişinin yalnızlık yaşamasına ve insanlardan uzaklaşmasına yol açar. Kibirli bir insan, aynı zamanda toplumda güven kaybına uğrar ve saygı görmekte zorluk çeker. Çünkü insanlar, kendilerini küçük gören ve onları hor gören birine saygı göstermezler.

Kibir ve Takva Arasındaki Fark Nedir?

Birçok insan, kibir ve takva kavramlarını karıştırabilir. Ancak bu iki kavram arasında büyük bir fark vardır. Takva, Allah’a duyulan derin saygı ve korkudur. Kişi, takva sahibi olduğunda alçakgönüllü, sabırlı ve Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getiren bir insan olur. Takva sahibi bir insan, kendi değerini bilmekle birlikte, başkalarını küçümsemeden ve kibirlenmeden yaşamını sürdürür.

Kibir ise, insanın kendisini yüceltmesi ve başkalarını küçümsemesidir. Kibirli bir kişi, başkalarına karşı üstünlük taslar ve bu tutumları Allah’ın eşitlik ilkesine ters düşer. Takva sahibi insan, Allah’tan korkar ve kibirden uzak durur. İslam, müminlerin takva yolunda ilerlemelerini, kibirden ise uzak durmalarını istemektedir.

Kibiri Yenmek İçin Ne Yapılmalıdır?

Kibir, bir kişiliğin özelliği olsa da, insanın ruhsal bir durumu olduğu için değiştirilmesi mümkündür. Kibirli bir insan, öncelikle Allah’ın büyüklüğünü ve insanın ne kadar aciz olduğunu anlamalıdır. Bu, kibirin yenilmesinin ilk adımıdır. Kibirli bir insan, başkalarına saygı göstermeli, onların duygularını önemsemeli ve her zaman alçakgönüllü olmalıdır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: "Kim alçakgönüllü olursa, Allah onu yüceltir." (Buhari) Bu hadis, kibiri yenmenin ve tevazu göstermenin Allah tarafından ödüllendirileceğini belirtir.

İslam, kibirle mücadele etmek için her bireye sorumluluk yükler. Kişi, her zaman kendisini diğer insanlarla eşit görmeli ve üstünlük taslamamalıdır. Allah’ın huzurunda herkes eşittir, bu yüzden kibirli davranışlardan kaçınmak, Allah’ın rızasını kazanmak için önemlidir.

Sonuç olarak, kibir İslam’da ciddi bir günah olarak kabul edilir ve müminlerin bundan kaçınması gerekmektedir. Kibir, insanı doğru yoldan saptıran, toplumsal ilişkileri zayıflatan ve kişinin ruhsal sağlığını olumsuz etkileyen bir durumdur. İslam, müminlere tevazu ve alçakgönüllülükle yaşamayı, kibirli davranışlardan ise uzak durmayı öğütler. Kibiri yenmek, insanın ruhsal olgunlaşması için büyük bir adımdır ve bu, Allah’a olan yakınlığı artıran önemli bir erdemdir. Kibiri aşan bir mümin, hem toplumda hem de ahirette Allah’ın rahmetine nail olur.
 
Üst