Belçika İslam Temsil Konseyi Lideri Üstün: “75 cami siyasi niçinlerle onay alamıyor”
Belçika İslam Temsil Heyeti Lideri Mehmet Üstün, 75 caminin faaliyet göstermek için siyasi niçinlerle tanınmadığını söylemiş oldu.
Belçika‘daki Flaman hükümetinin birlikte Yaşama Bakanı Bart Somers, geçen hafta başında Belçika İslam Temsil Heyeti’nin “iş birliği yapmaması” sebebi öne sürülerek yaklaşık 3 yıldır bekletilen 75 mescide onay verilmeyeceğini belirtti.
Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mescitlerin tanınmasının bölgesel hükümetlerin yetkisinde bir husus olduğunu söz etti.
(Fransızca konuşan bölgedeki) Valon ve Flaman hükümetlerinin 2012’den beri tek bir camiyi tanımadıklarını vurgulayan Üstün, “Bu evrak yalnızca Brüksel bölgesinde ilerledi. Evvelki Bakan, mescitleri tanımayacağını, ibadethane kriterlerini değiştireceğini belirterek belgeyi rafa kaldırmıştı. Kriter değişikliği, bir kanuna dönüştürüldü. İçeriği bakımından mescitlerin tanınmasının zorlaştırılmasını sağladılar ve bizi ayrımcılığa tabi tuttular.” tabirini kullandı.
Üstün, 2 yıl evvel nazaranve gelen Bakan Bart Somers’in süreci eskisine döndürerek 4 yıllık bekleme mühletini kaldıracağını tabir etmesiyle Aralık 2021’de yeni bir kanunun yürürlüğe girdiğini belirterek, şöyleki devam etti:
“75 camiyi daha erken bir periyotta 4 yıllık bekleme mühleti olmaksızın tanıtabilmek için çalışmalara başladık. Bakan’la ve kabinesiyle son açıklamasından bir gün öncesine kadar fazlaca değerli ve sağlıklı diyalog içerisinde bu belgeyi sürdürdük. Nisanda nihayete erdirerek bu 75 caminin tanınmasını sağlamayı planladık ancak Bakan’ın hafta başındaki çıkışı bizim için de fevkalâde sürpriz ve üzücü oldu.”
Somers’e, Kurul’u iş birliği yapmamakla suçlamasıyla ilgili bir mektup gönderdiğini aktaran Üstün, şunları kaydetti:
“Bu çıkışın sebeplerine gelince bir daha maalesef politik olduğunu değerlendiriyorum. 75 cami, siyasi niçinlerle onay alamıyor. Adalet Bakanı ile bu mescitleri tanımaktan sorumlu Bakan tıpkı siyasi partiden oldukları için duygusal bir dayanışma içerisinde oldukları kanaatindeyim. Müslümanlar, bir daha bir politik hareketin maalesef kurbanı oldular.”
İdari yargı süreci açık olacak
Belçika Adalet Bakanı Vincent Van Quickenborne de 18 Şubat’ta yaptığı açıklamada, seçimlerini 2020’de yapması gerekirken yapmadığı sebebi öne sürülerek mevcut idarenin bakılırsavden alınması tarafında idari süreç başlatmış olduğunı duyurmuştu. Bu kapsamda, Kurul’un idaresinin belirlenen müddette kendisine getirilen tenkitlere karşılık vermesi bekleniyor. Bunu takiben Adalet Bakanlığının alabileceği olumsuz bir karara karşı da idari yargı süreci açık olacak.
Van Quickenborne’nin açıklamaları bilhassa çok sağcı kesitlerden takviye alırken, onu eleştiren sesler de duyuluyor.
Teoloji Profesörü Werner de Saeger, İslam’ın yapı prestijiyle başka dinlerden farklı olduğunu, Belçika’daki Müslümanların fazlaca farklı toplumsal ve kültürel kökenlerden geldiğini, doruktan inmeci yaklaşımlardan ve “modern İslam” üzere kavramların dayatılmasından kaçınılmasının uygun olacağını belirtiyor.
De Saeger, bu niçinle mümkün sonuçlarını gereğince düşünmeden Şura ile ilgili adım atma konusunda dikkatli olunması gerektiğini söz ederek, Bakanı “müdahaleci” bir tavır ortasında olmakla eleştiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçiliğinin de bu kapsamda “Türkiye üzerinden siyaset yapılmaması” istikametinde Belçika makamlarına görüşlerini aktardığı biliniyor.
11 milyon 400 bin nüfuslu Belçika’da 1 milyon kadar Müslüman yaşıyor. Bunların 450 bini Faslılar, 300 bini Türklerden oluşuyor. Belçika İslam Temsil Heyeti Lideri Üstün, şimdiye kadar 90 camiyi Belçika makamlarına tanıtabildiklerini bildirmişti.
AA / Selen Temizer – Aktüel
Alıntıdır
Belçika İslam Temsil Heyeti Lideri Mehmet Üstün, 75 caminin faaliyet göstermek için siyasi niçinlerle tanınmadığını söylemiş oldu.
Belçika‘daki Flaman hükümetinin birlikte Yaşama Bakanı Bart Somers, geçen hafta başında Belçika İslam Temsil Heyeti’nin “iş birliği yapmaması” sebebi öne sürülerek yaklaşık 3 yıldır bekletilen 75 mescide onay verilmeyeceğini belirtti.
Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mescitlerin tanınmasının bölgesel hükümetlerin yetkisinde bir husus olduğunu söz etti.
(Fransızca konuşan bölgedeki) Valon ve Flaman hükümetlerinin 2012’den beri tek bir camiyi tanımadıklarını vurgulayan Üstün, “Bu evrak yalnızca Brüksel bölgesinde ilerledi. Evvelki Bakan, mescitleri tanımayacağını, ibadethane kriterlerini değiştireceğini belirterek belgeyi rafa kaldırmıştı. Kriter değişikliği, bir kanuna dönüştürüldü. İçeriği bakımından mescitlerin tanınmasının zorlaştırılmasını sağladılar ve bizi ayrımcılığa tabi tuttular.” tabirini kullandı.
Üstün, 2 yıl evvel nazaranve gelen Bakan Bart Somers’in süreci eskisine döndürerek 4 yıllık bekleme mühletini kaldıracağını tabir etmesiyle Aralık 2021’de yeni bir kanunun yürürlüğe girdiğini belirterek, şöyleki devam etti:
“75 camiyi daha erken bir periyotta 4 yıllık bekleme mühleti olmaksızın tanıtabilmek için çalışmalara başladık. Bakan’la ve kabinesiyle son açıklamasından bir gün öncesine kadar fazlaca değerli ve sağlıklı diyalog içerisinde bu belgeyi sürdürdük. Nisanda nihayete erdirerek bu 75 caminin tanınmasını sağlamayı planladık ancak Bakan’ın hafta başındaki çıkışı bizim için de fevkalâde sürpriz ve üzücü oldu.”
Somers’e, Kurul’u iş birliği yapmamakla suçlamasıyla ilgili bir mektup gönderdiğini aktaran Üstün, şunları kaydetti:
“Bu çıkışın sebeplerine gelince bir daha maalesef politik olduğunu değerlendiriyorum. 75 cami, siyasi niçinlerle onay alamıyor. Adalet Bakanı ile bu mescitleri tanımaktan sorumlu Bakan tıpkı siyasi partiden oldukları için duygusal bir dayanışma içerisinde oldukları kanaatindeyim. Müslümanlar, bir daha bir politik hareketin maalesef kurbanı oldular.”
İdari yargı süreci açık olacak
Belçika Adalet Bakanı Vincent Van Quickenborne de 18 Şubat’ta yaptığı açıklamada, seçimlerini 2020’de yapması gerekirken yapmadığı sebebi öne sürülerek mevcut idarenin bakılırsavden alınması tarafında idari süreç başlatmış olduğunı duyurmuştu. Bu kapsamda, Kurul’un idaresinin belirlenen müddette kendisine getirilen tenkitlere karşılık vermesi bekleniyor. Bunu takiben Adalet Bakanlığının alabileceği olumsuz bir karara karşı da idari yargı süreci açık olacak.
Van Quickenborne’nin açıklamaları bilhassa çok sağcı kesitlerden takviye alırken, onu eleştiren sesler de duyuluyor.
Teoloji Profesörü Werner de Saeger, İslam’ın yapı prestijiyle başka dinlerden farklı olduğunu, Belçika’daki Müslümanların fazlaca farklı toplumsal ve kültürel kökenlerden geldiğini, doruktan inmeci yaklaşımlardan ve “modern İslam” üzere kavramların dayatılmasından kaçınılmasının uygun olacağını belirtiyor.
De Saeger, bu niçinle mümkün sonuçlarını gereğince düşünmeden Şura ile ilgili adım atma konusunda dikkatli olunması gerektiğini söz ederek, Bakanı “müdahaleci” bir tavır ortasında olmakla eleştiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçiliğinin de bu kapsamda “Türkiye üzerinden siyaset yapılmaması” istikametinde Belçika makamlarına görüşlerini aktardığı biliniyor.
11 milyon 400 bin nüfuslu Belçika’da 1 milyon kadar Müslüman yaşıyor. Bunların 450 bini Faslılar, 300 bini Türklerden oluşuyor. Belçika İslam Temsil Heyeti Lideri Üstün, şimdiye kadar 90 camiyi Belçika makamlarına tanıtabildiklerini bildirmişti.
AA / Selen Temizer – Aktüel
Alıntıdır