AK Parti Genel Lider Danışmanı Aktay: Müslüman siyasetçiyi farklı kılacak hayli yol var
AK Parti Genel Lider Danışmanı ve Yeni Şafak muharriri Yasin Aktay, siyaset ve siyasetçiler üzerine değerlendirmelerde bulunduğu bugünkü yazısında “Müslüman için olağan olarak öbür bir siyasallık mümkün ve gereklidir. her insanın yaptığını yapmak ve siyaseti dost-düşman münasebeti sonlarında tutmak durumunda değildir bir Müslüman” görüşünü lisana getirdi.
Müslümanın yeryüzünde yaşayan beşerler içinden mutlak düşmanı bulunmadığını savunan Aktay bugünkü yazısında, şunları aktardı.
“Müslüman siyaseti kesin olarak bütün beşerler için ‘iyilik’ isteyen bir siyasettir. Bu yeterliliğin tezahürü de adalettir. Bugün düşman olarak görülenin bile imhası değil, ıslahı ve ‘kardeş’ kılınması gözetilir.
Bir Müslüman siyasetçiyi farklı kılacak epey yol, epeyce tercih, fazlaca boyut vardır elbette. Hepsinin başında bir ‘ücret talep etmemesi’ vardır örneğin. Aslında Müslümanca hislerle siyasal mecrada bulunan her insanın evvela bu mevzuda kendini sorgulaması gerekiyor: Değiştirmek istediği dünyada kendisine nasıl bir çıkar, imtiyaz, fiyat talep ediyor yahut üretiyor? Bu, Müslüman siyasetçinin ne kadar itimat verdiğinin de bir göstergesi oluyor.
Bugüne kadar Müslümanca hislerle siyasette bir ara kat etmiş olanların rakiplerine karşı bu mevzuda ortaya koydukları fark kadar başarılı olduklarını söyleyebiliriz.”
Alıntıdır
AK Parti Genel Lider Danışmanı ve Yeni Şafak muharriri Yasin Aktay, siyaset ve siyasetçiler üzerine değerlendirmelerde bulunduğu bugünkü yazısında “Müslüman için olağan olarak öbür bir siyasallık mümkün ve gereklidir. her insanın yaptığını yapmak ve siyaseti dost-düşman münasebeti sonlarında tutmak durumunda değildir bir Müslüman” görüşünü lisana getirdi.
Müslümanın yeryüzünde yaşayan beşerler içinden mutlak düşmanı bulunmadığını savunan Aktay bugünkü yazısında, şunları aktardı.
“Müslüman siyaseti kesin olarak bütün beşerler için ‘iyilik’ isteyen bir siyasettir. Bu yeterliliğin tezahürü de adalettir. Bugün düşman olarak görülenin bile imhası değil, ıslahı ve ‘kardeş’ kılınması gözetilir.
Bir Müslüman siyasetçiyi farklı kılacak epey yol, epeyce tercih, fazlaca boyut vardır elbette. Hepsinin başında bir ‘ücret talep etmemesi’ vardır örneğin. Aslında Müslümanca hislerle siyasal mecrada bulunan her insanın evvela bu mevzuda kendini sorgulaması gerekiyor: Değiştirmek istediği dünyada kendisine nasıl bir çıkar, imtiyaz, fiyat talep ediyor yahut üretiyor? Bu, Müslüman siyasetçinin ne kadar itimat verdiğinin de bir göstergesi oluyor.
Bugüne kadar Müslümanca hislerle siyasette bir ara kat etmiş olanların rakiplerine karşı bu mevzuda ortaya koydukları fark kadar başarılı olduklarını söyleyebiliriz.”
Alıntıdır