TBMM Lideri Şentop: Türkiye etki gücüne sahip bir ülke
Şentop, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde düzenlenen 2021-2022 Akademik Yılı Açılış Merasimi ve Üniversitenin Kuruluşunun 75. Yıl Dönümü Açılış Programı’na katıldı. Yeni eğitim-öğretim yılının birinci dersini veren Şentop, 2021-2022 akademik yılının güzel olmasını diledi.
Ankara Üniversitesi’nin Cumhuriyet tarihinin sembol bir üniversitesi olduğunu belirten Şentop, resmi olarak 1946’da kurulan üniversitenin değerli isimler yetiştirdiğini söylemiş oldu. Ankara Üniversitesinin, devletin merkezinin Ankara’da toplandığı bir periyodun ilmi sembolü olduğunu lisana getiren Şentop, bugün Ankara’da 22 üniversitenin, 300 binin üzerinde öğrencinin bulunduğunu tabir etti.
Şentop, Ankara’yı yalnızca Anadolu’da bir küçük kasaba olarak, 1920’lerde Atatürk ve arkadaşlarının geldiği bir kent olarak düşünmemek gerektiğine işaret ederek, Ankara’nın, büyük bir imparatorluğun toparlanarak, idare merkezi olduğu bir kent olduğunu lisana getirdi.
Balkanlar’dan göç eden bir ailenin mensubu olduğunu belirten Şentop, bu süreçte yalnızca insanların değil devletin merkezinin de göç ettiğini söylemiş oldu.
Türkiye’de 129’u devlet, 78’i vakıf olmak üzere 207 üniversite bulunduğunu tabir eden Şentop, üniversitelerdeki öğrenci sayısının bu yıl 8 milyon 335 binin üzerinde olduğunu belirtti.
Şentop, Türkiye’de son 20 yılda eğitim-öğretim alanında epey büyük aralar alındığının altını çizerek, fiziki altyapının içerikle birlikte kaliteye çevrilmesi gerektiğini, burada üniversitelere misyon düştüğünü vurguladı. Bilim dünyasındaki gelişmelerin üniversitelerdeki eğitim ve öğretimin niteliğini de değiştirmeye başladığına işaret eden Şentop, bugün bilgiye erişmenin kolay olduğunu, temel sorunun ulaşılan bilginin doğruluğunu tartabilmek olduğunu söylemiş oldu.
“Biz, ilim dünyasına hayli büyük katkılar sunmuş bir medeniyetin çocuklarıyız, bu manada bizim bilim dünyasında savlı olmamızı, daha büyük başarılara talip olmamızı sağlayan bir öz inancı ortaya koymamız lazım” diyen Şentop, dünyadaki en eski üniversitenin Bologna Üniversitesi olduğunun söylendiğini lakin son çalışmalarda Fas’taki Karaviyyin Üniversitesinin bundan epeyce daha evvel kurulduğunun ortaya çıktığını söz etti.
İmkan bulan biroldukça Türk bilim beşerinin büyük muvaffakiyetler ortaya koyduğunu lisana getiren Şentop, Türkiye üniversitelerinin insanlığın bilim dünyasına savlarla katkı sunabilecek bir öz inancı ortaya koyması gerektiğini vurguladı.
‘Büyük dertlerle karşı karşıya kalınacak’
Dünyanın bir daha formlandığı bir periyodun arifesinde bulunulduğuna, bunun ıstıraplarının yaşandığına dikkati çeken Şentop, iklim değişikliği kadar kıymetli bir bahsin da göç olduğunu söylemiş oldu.
Göç konusunda yaşanan meşakkatlerin bir başlangıç olduğunu, dünyanın epey daha büyük zahmetlerle karşı karşıya kalacağını belirten Şentop, 1750-1950 yılları içinde dünyadaki nüfus dağılımına ait örnekler verdi.
Dünya nüfusundaki değişimin ortaya çıkaracağı temel sorunlar olduğunu söz eden Şentop, Avrupa nüfusunun sayısal olarak azalıp yaşlandığını, Afrika’da ise nüfusun yaşama imkanları bakımından öteki yerlere intikali sorununun olduğunu belirtti.
Şentop, şöyleki konuştu:
“Bugün, ‘sınırları kapatalım, duvar çekelim, şunu, bunu yapalım’ demekle fazlaca palyatif, günü kurtaracak önlemlerle uğraşacağımıza bizim şimdiden bütün insanları kendi doğdukları, yaşadıkları coğrafyada tutabilecek, orada yaşamalarını sağlayabilecek imkanları, projeleri ortaya koymamız lazım. Bunun en temel kuralı huzur ve asayiştir. Beşerler can güvenliği olmayan yerlerde, coğrafyalarda yaşamaya zorlanamaz. Ne kadar tutsanız bunları sonuçta kendi bulundukları yerlerden göç etmeye başlıyorlar. bir daha taban insani kaideler ortasında bu nüfusu bir daha kendi coğrafyasında, doğduğu topraklarda yaşatabilecek imkanları sunmamız lazım. Bugün tahminen mümkün olduğu kadar fazla kazanmak, sömürüyle kazanmak olabilir lakin bundan 50-100 sene daha sonra artık o kendi oturduğunuz yerlerde huzur ortasında yaşayamayacaksınız. Dünyadaki bütün insanların can güvenliği ve taban insani yaşama kaideleri ortasında yaşayamadığı bir ortamda hiç bir insan inanç ortasında olamaz.”
‘Türkiye dünyanın en büyük 20 iktisadı arasında’
Türkiye’nin üzerine yüklenen, tarihin getirdiği birikim ve misyonun bir sorumluluk da doğurduğunu belirten Şentop, “Geleceğe yönelik projeksiyonlar ortasında biroldukca bakımdan dünyada tesirli olacak 5 ülke sayılıyorsa bunlardan birisi olarak da Türkiye sayılıyor, zikrediliyor” sözünü kullandı.
Şentop, bu durumla ilgili birkaç noktaya dikkati çekmek istediğini lisana getirerek, Türkiye’nin evvela gelişmiş ülkelerle mukayese edildiğinde nispeten genç nüfusa sahip olduğunu söylemiş oldu.
İkinci konunun iktisatla ilgili olduğunu belirten Şentop, “Bugün birfazlaca tartışma yapılabilir. Bugün ortasında epey daha fazla tartışmalar da yapılacak iktisatla ilgili ama Türkiye neresinden bakarsak bakalım dünyanın en büyük 20 iktisadı ortasında yer alıyor. Potansiyel olarak önümüzdeki günlere, senelera yönelik projeksiyonlar da bunu en azından potansiyel olarak güçlendirebilecek parametreler, imkanlar var elimizde” dedi.
Şentop, gelecek 100 yıl ortasında tesirli ve kuvvetli olacak devletler projeksiyonunda Türkiye’yi var eden en kıymetli konunun ise etki kabiliyeti olduğunu vurgulayarak şu biçimde devam etti:
Dünyada nüfus olarak epeyce büyük, iktisat olarak epeyce daha büyük ülkeler var lakin bu ülkelerin bir etki kabiliyeti yok. Komşu ülkeler başta olmak üzere dünyada hiç bir ülke, bu ülkelerin fikirlerinin, tezlerinin gerisinden gidecek durumda değil. Bunlar, kendi başlarına büyük nüfusa sahip, büyük iktisada sahip fakat yalnızca kendi tezlerini kendileri lisana getiren ülkeler. Türkiye, bu manada dünyada etki gücüne sahip bir ülke.
TBMM Lideri Şentop, Türkiye’nin bu etki gücünün uzun yıllar epeyce geniş bir coğrafyaya hükmeden ve gerisinde epeyce hoş anılar bırakan ve bugün memleketler arası arenada uyguladığı insani ve vicdani asıllı siyasetler çerçevesinde ortaya koyduğu kıymetli uygulamalardan kaynaklandığını bildirdi.
‘Salgın sürecindeki yardımları ötürüsıyla Türkiye’ye teşekkür ediliyor’
Şentop, gittikleri her ülkede bu durumu gördüklerini belirterek şunları tabir etti:
Yavaş yavaş şu anda yüz yüze temaslar açılıyor, biroldukca ülkeye gidiyorum ancak salgın devrinde de telefonla temas ettiğimiz, görüştüğümüz birfazlaca meclis lideri oldu, muhataplarım oldu. Telefonla kendilerini aradığımızda, Türkiye’ye teşekkürle kelamlarına başlıyor hepsi. Niçin? Zira Türkiye, bu salgın sürecinde 156 ülkeye tıbbi yardımda bulundu. Başta maske olmak üzere, teneffüs aygıtına kadar tıbbi yardımda bulundu. İspanya’ya gittiğimizde bir bakan yardımcısıyla bir üniversitede görüştük. Kendisi İspanya’da bu biçimde maskeyle ilgili önemli bir panik havası oluştuğunu söylemiş oldu. ‘Türkiye’den gelen uçağı ben gittim karşıladım.’ dedi. İtalya’da Sıhhat Bakanı, Türkiye’den gelen uçağı şahsen kendisi karşılamış Roma’da havaalanında. Doğal Türkiye’nin yapmış olduğu bu yardımlar İspanya’nın, İtalya’nın Kovid-19 sürecindeki sıkıntılarını çözecek derecede, büyüklükte yardımlar değil lakin problem şu, bu biçimde güç bir periyotta elbet Türkiye de tıpkı külfetlerin ortasında lakin bu biçimde bir sıkıntı periyotta sembolik de olsa öbür ülkeleri, öteki ülkelerdeki insanları düşünmek, o denli bir periyotta onlara bu türlü bir ilgi, alaka göstermek epey değerli. Birbirlerinin parası ödenmiş, mülkiyetine geçmiş mallarını gasp ederken biroldukça ülke, birfazlaca idare, Türkiye elindeki imkanlar dahilinde diğerlerini da diğer halkları da öbür ülkeleri de hatırlayan bir tavır, bir hal ortaya koydu. Bunun epeyce değerli olduğunu söz edeyim. En son işte bu ziyaretlerimizde de yeniden bütün meclis liderleri da bunu lisana getirdiler.
‘Afrika ziyareti epeyce önemli’
Bunun mazlum coğrafyalar bakımından hayli daha farklı manaları bulunduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika’ya yaptığı ziyaretin bu manada kıymetli olduğunu lisana getiren Şentop, şunları kaydetti:
Afrika ile ilgili de bir şey söyleyeyim, hepsine, bütün yabancı muhataplarımızla konuşurken bunu lisana getiriyoruz. Türkiye, şu anda Afrika’da yatırım bakımından, iş yapma bakımından birinci sırada değil. O da olacak kısa bir süre ortasında inşallah ancak bir şeyle Türkiye birinci Afrika’da, o da yaptığı yatırımlar, kurduğu işlerde mahallî istihdam sağlama bakımından birinci. Yani bir Afrika ülkesine gitmiş, bir yatırım yapmışsak oranın beşerlerine istihdam imkanı sağlıyoruz. Bunun fazlaca kıymetli olduğunu, bu mevzuyu bana tahminen tam bu bağlamda değil fakat biroldukca Afrika ülkesi yetkilisi, kendileri bakımından bunun söz ettiği ehemmiyeti anlatırken bu mevzuyu bana söylemiş olduler. Artık Türkiye’nin bu yaklaşımlarının bugün de elbet tarihi birikimi, tarihi sorumluluklarımızı ve argümanlarımızı dahil ederek, bunu söylüyorum ancak bugün de Türkiye bu bakımdan dünyada etki gücü, etki kabiliyeti en yüksek ülkelerden birisi. İşte Türkiye’nin bu büyük geleceğine, büyük geçmiş değil büyük geleceğine daima birlikte daha fazla çalışarak, savlarımızı daha da yükselterek ve özellikle gençlerimize de bu ülküleri, bu argümanları, bu gayeleri aşılayarak daima birlikte çalışmak, hizmet etmek mecburiyetindeyiz.
Şentop, Ankara Üniversitesinin bu biçimde bir alanda öncülük yaptığını ve bundan daha sonra da yapacağını söylemiş oldu.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar da milletin geleceği olan aydın gençleri yetiştirmeye devam ederken teknoloji ve inovasyonla şekillenen Ar-Ge çalışmalarını da sürdüreceklerini belirterek, yeni akademik yılın iyi olmasını diledi.
“Ankara Üniversitesi’nin 75. Yılında 75 Fotoğrafla Ankara” standının açılışının yapıldığı programda, profesörlük takımına yükselen öğretim üyelerine doküman ve anı madalyon takdim edildi.
Alıntıdır
Şentop, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde düzenlenen 2021-2022 Akademik Yılı Açılış Merasimi ve Üniversitenin Kuruluşunun 75. Yıl Dönümü Açılış Programı’na katıldı. Yeni eğitim-öğretim yılının birinci dersini veren Şentop, 2021-2022 akademik yılının güzel olmasını diledi.
Ankara Üniversitesi’nin Cumhuriyet tarihinin sembol bir üniversitesi olduğunu belirten Şentop, resmi olarak 1946’da kurulan üniversitenin değerli isimler yetiştirdiğini söylemiş oldu. Ankara Üniversitesinin, devletin merkezinin Ankara’da toplandığı bir periyodun ilmi sembolü olduğunu lisana getiren Şentop, bugün Ankara’da 22 üniversitenin, 300 binin üzerinde öğrencinin bulunduğunu tabir etti.
Şentop, Ankara’yı yalnızca Anadolu’da bir küçük kasaba olarak, 1920’lerde Atatürk ve arkadaşlarının geldiği bir kent olarak düşünmemek gerektiğine işaret ederek, Ankara’nın, büyük bir imparatorluğun toparlanarak, idare merkezi olduğu bir kent olduğunu lisana getirdi.
Balkanlar’dan göç eden bir ailenin mensubu olduğunu belirten Şentop, bu süreçte yalnızca insanların değil devletin merkezinin de göç ettiğini söylemiş oldu.
Türkiye’de 129’u devlet, 78’i vakıf olmak üzere 207 üniversite bulunduğunu tabir eden Şentop, üniversitelerdeki öğrenci sayısının bu yıl 8 milyon 335 binin üzerinde olduğunu belirtti.
Şentop, Türkiye’de son 20 yılda eğitim-öğretim alanında epey büyük aralar alındığının altını çizerek, fiziki altyapının içerikle birlikte kaliteye çevrilmesi gerektiğini, burada üniversitelere misyon düştüğünü vurguladı. Bilim dünyasındaki gelişmelerin üniversitelerdeki eğitim ve öğretimin niteliğini de değiştirmeye başladığına işaret eden Şentop, bugün bilgiye erişmenin kolay olduğunu, temel sorunun ulaşılan bilginin doğruluğunu tartabilmek olduğunu söylemiş oldu.
“Biz, ilim dünyasına hayli büyük katkılar sunmuş bir medeniyetin çocuklarıyız, bu manada bizim bilim dünyasında savlı olmamızı, daha büyük başarılara talip olmamızı sağlayan bir öz inancı ortaya koymamız lazım” diyen Şentop, dünyadaki en eski üniversitenin Bologna Üniversitesi olduğunun söylendiğini lakin son çalışmalarda Fas’taki Karaviyyin Üniversitesinin bundan epeyce daha evvel kurulduğunun ortaya çıktığını söz etti.
İmkan bulan biroldukça Türk bilim beşerinin büyük muvaffakiyetler ortaya koyduğunu lisana getiren Şentop, Türkiye üniversitelerinin insanlığın bilim dünyasına savlarla katkı sunabilecek bir öz inancı ortaya koyması gerektiğini vurguladı.
‘Büyük dertlerle karşı karşıya kalınacak’
Dünyanın bir daha formlandığı bir periyodun arifesinde bulunulduğuna, bunun ıstıraplarının yaşandığına dikkati çeken Şentop, iklim değişikliği kadar kıymetli bir bahsin da göç olduğunu söylemiş oldu.
Göç konusunda yaşanan meşakkatlerin bir başlangıç olduğunu, dünyanın epey daha büyük zahmetlerle karşı karşıya kalacağını belirten Şentop, 1750-1950 yılları içinde dünyadaki nüfus dağılımına ait örnekler verdi.
Dünya nüfusundaki değişimin ortaya çıkaracağı temel sorunlar olduğunu söz eden Şentop, Avrupa nüfusunun sayısal olarak azalıp yaşlandığını, Afrika’da ise nüfusun yaşama imkanları bakımından öteki yerlere intikali sorununun olduğunu belirtti.
Şentop, şöyleki konuştu:
“Bugün, ‘sınırları kapatalım, duvar çekelim, şunu, bunu yapalım’ demekle fazlaca palyatif, günü kurtaracak önlemlerle uğraşacağımıza bizim şimdiden bütün insanları kendi doğdukları, yaşadıkları coğrafyada tutabilecek, orada yaşamalarını sağlayabilecek imkanları, projeleri ortaya koymamız lazım. Bunun en temel kuralı huzur ve asayiştir. Beşerler can güvenliği olmayan yerlerde, coğrafyalarda yaşamaya zorlanamaz. Ne kadar tutsanız bunları sonuçta kendi bulundukları yerlerden göç etmeye başlıyorlar. bir daha taban insani kaideler ortasında bu nüfusu bir daha kendi coğrafyasında, doğduğu topraklarda yaşatabilecek imkanları sunmamız lazım. Bugün tahminen mümkün olduğu kadar fazla kazanmak, sömürüyle kazanmak olabilir lakin bundan 50-100 sene daha sonra artık o kendi oturduğunuz yerlerde huzur ortasında yaşayamayacaksınız. Dünyadaki bütün insanların can güvenliği ve taban insani yaşama kaideleri ortasında yaşayamadığı bir ortamda hiç bir insan inanç ortasında olamaz.”
‘Türkiye dünyanın en büyük 20 iktisadı arasında’
Türkiye’nin üzerine yüklenen, tarihin getirdiği birikim ve misyonun bir sorumluluk da doğurduğunu belirten Şentop, “Geleceğe yönelik projeksiyonlar ortasında biroldukca bakımdan dünyada tesirli olacak 5 ülke sayılıyorsa bunlardan birisi olarak da Türkiye sayılıyor, zikrediliyor” sözünü kullandı.
Şentop, bu durumla ilgili birkaç noktaya dikkati çekmek istediğini lisana getirerek, Türkiye’nin evvela gelişmiş ülkelerle mukayese edildiğinde nispeten genç nüfusa sahip olduğunu söylemiş oldu.
İkinci konunun iktisatla ilgili olduğunu belirten Şentop, “Bugün birfazlaca tartışma yapılabilir. Bugün ortasında epey daha fazla tartışmalar da yapılacak iktisatla ilgili ama Türkiye neresinden bakarsak bakalım dünyanın en büyük 20 iktisadı ortasında yer alıyor. Potansiyel olarak önümüzdeki günlere, senelera yönelik projeksiyonlar da bunu en azından potansiyel olarak güçlendirebilecek parametreler, imkanlar var elimizde” dedi.
Şentop, gelecek 100 yıl ortasında tesirli ve kuvvetli olacak devletler projeksiyonunda Türkiye’yi var eden en kıymetli konunun ise etki kabiliyeti olduğunu vurgulayarak şu biçimde devam etti:
Dünyada nüfus olarak epeyce büyük, iktisat olarak epeyce daha büyük ülkeler var lakin bu ülkelerin bir etki kabiliyeti yok. Komşu ülkeler başta olmak üzere dünyada hiç bir ülke, bu ülkelerin fikirlerinin, tezlerinin gerisinden gidecek durumda değil. Bunlar, kendi başlarına büyük nüfusa sahip, büyük iktisada sahip fakat yalnızca kendi tezlerini kendileri lisana getiren ülkeler. Türkiye, bu manada dünyada etki gücüne sahip bir ülke.
TBMM Lideri Şentop, Türkiye’nin bu etki gücünün uzun yıllar epeyce geniş bir coğrafyaya hükmeden ve gerisinde epeyce hoş anılar bırakan ve bugün memleketler arası arenada uyguladığı insani ve vicdani asıllı siyasetler çerçevesinde ortaya koyduğu kıymetli uygulamalardan kaynaklandığını bildirdi.
‘Salgın sürecindeki yardımları ötürüsıyla Türkiye’ye teşekkür ediliyor’
Şentop, gittikleri her ülkede bu durumu gördüklerini belirterek şunları tabir etti:
Yavaş yavaş şu anda yüz yüze temaslar açılıyor, biroldukca ülkeye gidiyorum ancak salgın devrinde de telefonla temas ettiğimiz, görüştüğümüz birfazlaca meclis lideri oldu, muhataplarım oldu. Telefonla kendilerini aradığımızda, Türkiye’ye teşekkürle kelamlarına başlıyor hepsi. Niçin? Zira Türkiye, bu salgın sürecinde 156 ülkeye tıbbi yardımda bulundu. Başta maske olmak üzere, teneffüs aygıtına kadar tıbbi yardımda bulundu. İspanya’ya gittiğimizde bir bakan yardımcısıyla bir üniversitede görüştük. Kendisi İspanya’da bu biçimde maskeyle ilgili önemli bir panik havası oluştuğunu söylemiş oldu. ‘Türkiye’den gelen uçağı ben gittim karşıladım.’ dedi. İtalya’da Sıhhat Bakanı, Türkiye’den gelen uçağı şahsen kendisi karşılamış Roma’da havaalanında. Doğal Türkiye’nin yapmış olduğu bu yardımlar İspanya’nın, İtalya’nın Kovid-19 sürecindeki sıkıntılarını çözecek derecede, büyüklükte yardımlar değil lakin problem şu, bu biçimde güç bir periyotta elbet Türkiye de tıpkı külfetlerin ortasında lakin bu biçimde bir sıkıntı periyotta sembolik de olsa öbür ülkeleri, öteki ülkelerdeki insanları düşünmek, o denli bir periyotta onlara bu türlü bir ilgi, alaka göstermek epey değerli. Birbirlerinin parası ödenmiş, mülkiyetine geçmiş mallarını gasp ederken biroldukça ülke, birfazlaca idare, Türkiye elindeki imkanlar dahilinde diğerlerini da diğer halkları da öbür ülkeleri de hatırlayan bir tavır, bir hal ortaya koydu. Bunun epeyce değerli olduğunu söz edeyim. En son işte bu ziyaretlerimizde de yeniden bütün meclis liderleri da bunu lisana getirdiler.
‘Afrika ziyareti epeyce önemli’
Bunun mazlum coğrafyalar bakımından hayli daha farklı manaları bulunduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika’ya yaptığı ziyaretin bu manada kıymetli olduğunu lisana getiren Şentop, şunları kaydetti:
Afrika ile ilgili de bir şey söyleyeyim, hepsine, bütün yabancı muhataplarımızla konuşurken bunu lisana getiriyoruz. Türkiye, şu anda Afrika’da yatırım bakımından, iş yapma bakımından birinci sırada değil. O da olacak kısa bir süre ortasında inşallah ancak bir şeyle Türkiye birinci Afrika’da, o da yaptığı yatırımlar, kurduğu işlerde mahallî istihdam sağlama bakımından birinci. Yani bir Afrika ülkesine gitmiş, bir yatırım yapmışsak oranın beşerlerine istihdam imkanı sağlıyoruz. Bunun fazlaca kıymetli olduğunu, bu mevzuyu bana tahminen tam bu bağlamda değil fakat biroldukca Afrika ülkesi yetkilisi, kendileri bakımından bunun söz ettiği ehemmiyeti anlatırken bu mevzuyu bana söylemiş olduler. Artık Türkiye’nin bu yaklaşımlarının bugün de elbet tarihi birikimi, tarihi sorumluluklarımızı ve argümanlarımızı dahil ederek, bunu söylüyorum ancak bugün de Türkiye bu bakımdan dünyada etki gücü, etki kabiliyeti en yüksek ülkelerden birisi. İşte Türkiye’nin bu büyük geleceğine, büyük geçmiş değil büyük geleceğine daima birlikte daha fazla çalışarak, savlarımızı daha da yükselterek ve özellikle gençlerimize de bu ülküleri, bu argümanları, bu gayeleri aşılayarak daima birlikte çalışmak, hizmet etmek mecburiyetindeyiz.
Şentop, Ankara Üniversitesinin bu biçimde bir alanda öncülük yaptığını ve bundan daha sonra da yapacağını söylemiş oldu.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar da milletin geleceği olan aydın gençleri yetiştirmeye devam ederken teknoloji ve inovasyonla şekillenen Ar-Ge çalışmalarını da sürdüreceklerini belirterek, yeni akademik yılın iyi olmasını diledi.
“Ankara Üniversitesi’nin 75. Yılında 75 Fotoğrafla Ankara” standının açılışının yapıldığı programda, profesörlük takımına yükselen öğretim üyelerine doküman ve anı madalyon takdim edildi.
Alıntıdır