İmamoğlu, Kommersant’a konuştu: Bu iktidarın gitmesini bekleyecek kadar sabrımız var
Kommersant’tan Marianna Belenka, 2023’teki seçimlerin mümkün adayları içinde bulunduğunu söylemiş olduği Ekrem İmamoğlu’yla konuşarak ülkenin en büyük kentinde muhalif lider olmanın nasıl olduğunu, siyasi hırslarını ve Rus-Türk münasebetlerinin geleceğine bakışını sordu.
İmamoğlu, TÜGVA örneği üzerinden yöneltilen ‘iktidarla yaşanan bu çeşit çatışmaların ne kadar ileri gidebileceği’ sorusu karşısında “Bu periyodik olarak yaşanıyor. Biz bilhassa çatışma arayışı ortasında değiliz. Merkezi hükümetin kimi temsilcileri onları provoke ediyor. Onlar bunun kendileri için faydalı olacağını düşünürken biz her vakit hukukun tarafında yer alıyoruz ve çıkarlarımızı sonuna kadar koruyoruz. Bu bireylerin süreksiz olduğunu her vakit söylüyoruz. Bugün iktidardalar fakat yarın orada olmayacaklar. Bir vakit içinder mevcut Cumhurbaşkanı’nın söylemiş olduği “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” kelamını hatırlatmak istiyorum. İktidarı kaybetmekte olduklarını ve az vakit içinderının kaldığını anlıyorlar. Bu iktidarın demokratik prosedürler dahilinde gidişini bekleyecek kadar sabrımız var” karşılığını verdi.
‘Mevcut durumda şahsi hırslarımızdan kelam edemeyiz’
İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili soruya cevaben şu anda Türkiye’deki durumda şahsi tercihler ve hırslarından kelam edemeyeceklerini söylemiş oldu.
İmamoğlu, “İstanbul belediye başkanlığına nasıl aday olduğumu hatırlıyor musunuz? Bana teklif ettiler ve ben de kabul ettim. Muhalif ittifakın bu mevzu üzerinde çalışacağını ve en âlâ adayı öne çıkaracağını düşünüyorum” dedi.
‘İktidar değişirse Rus-Türk bağlarında yeni fırsatlar doğabilir’
İBB Lideri’ne yöneltilen bir öbür soru “Rusya ve Türkiye bağlantılarının büyük oranda Devlet Lideri Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi sempatilerine bağlı olduğu düşünülüyor. Türkiye’de iktidarın değişmesi halinde Ankara ile Moskova içindeki işbirliği perspektifi nasıl olur?” oldu.
Türkiye ve Rusya içindeki bağların sadece bu ülkelerin önderleriyle sonlandırılamayacağını belirten İmamoğlu, “İlişkilerimiz 500 yıldan ötesine uzanıyor. Şu anda iki ülkenin devlet lideri ve cumhurbaşkanı içinde âlâ şahsi bağlar var ise, bu faydalı. Lakin cumhurbaşkanlarının değişmesinden hiç bir şey kaybetmeyiz, hatta yeni fırsatlar bile doğabilir. Her halükarda bizler komşuyuz ve her iki ülke de bu bölgede kıymetli aktörler. Bu niçinle düzgün münasebetlerimiz olması ve âlâ ilgilerimiz var ve fakat şayet iki ülkenin devlet lideri ve cumhurbaşkanı içinde yeterli şahsi olursa bu alakalar daha düzgün olabilir. Fakat şayet şahsi münasebetler uygun değilse, bu bir daha de ikili alakalara mani teşkil etmez” tabirlerini kullandı.
Alıntıdır
Kommersant’tan Marianna Belenka, 2023’teki seçimlerin mümkün adayları içinde bulunduğunu söylemiş olduği Ekrem İmamoğlu’yla konuşarak ülkenin en büyük kentinde muhalif lider olmanın nasıl olduğunu, siyasi hırslarını ve Rus-Türk münasebetlerinin geleceğine bakışını sordu.
İmamoğlu, TÜGVA örneği üzerinden yöneltilen ‘iktidarla yaşanan bu çeşit çatışmaların ne kadar ileri gidebileceği’ sorusu karşısında “Bu periyodik olarak yaşanıyor. Biz bilhassa çatışma arayışı ortasında değiliz. Merkezi hükümetin kimi temsilcileri onları provoke ediyor. Onlar bunun kendileri için faydalı olacağını düşünürken biz her vakit hukukun tarafında yer alıyoruz ve çıkarlarımızı sonuna kadar koruyoruz. Bu bireylerin süreksiz olduğunu her vakit söylüyoruz. Bugün iktidardalar fakat yarın orada olmayacaklar. Bir vakit içinder mevcut Cumhurbaşkanı’nın söylemiş olduği “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” kelamını hatırlatmak istiyorum. İktidarı kaybetmekte olduklarını ve az vakit içinderının kaldığını anlıyorlar. Bu iktidarın demokratik prosedürler dahilinde gidişini bekleyecek kadar sabrımız var” karşılığını verdi.
‘Mevcut durumda şahsi hırslarımızdan kelam edemeyiz’
İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili soruya cevaben şu anda Türkiye’deki durumda şahsi tercihler ve hırslarından kelam edemeyeceklerini söylemiş oldu.
İmamoğlu, “İstanbul belediye başkanlığına nasıl aday olduğumu hatırlıyor musunuz? Bana teklif ettiler ve ben de kabul ettim. Muhalif ittifakın bu mevzu üzerinde çalışacağını ve en âlâ adayı öne çıkaracağını düşünüyorum” dedi.
‘İktidar değişirse Rus-Türk bağlarında yeni fırsatlar doğabilir’
İBB Lideri’ne yöneltilen bir öbür soru “Rusya ve Türkiye bağlantılarının büyük oranda Devlet Lideri Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi sempatilerine bağlı olduğu düşünülüyor. Türkiye’de iktidarın değişmesi halinde Ankara ile Moskova içindeki işbirliği perspektifi nasıl olur?” oldu.
Türkiye ve Rusya içindeki bağların sadece bu ülkelerin önderleriyle sonlandırılamayacağını belirten İmamoğlu, “İlişkilerimiz 500 yıldan ötesine uzanıyor. Şu anda iki ülkenin devlet lideri ve cumhurbaşkanı içinde âlâ şahsi bağlar var ise, bu faydalı. Lakin cumhurbaşkanlarının değişmesinden hiç bir şey kaybetmeyiz, hatta yeni fırsatlar bile doğabilir. Her halükarda bizler komşuyuz ve her iki ülke de bu bölgede kıymetli aktörler. Bu niçinle düzgün münasebetlerimiz olması ve âlâ ilgilerimiz var ve fakat şayet iki ülkenin devlet lideri ve cumhurbaşkanı içinde yeterli şahsi olursa bu alakalar daha düzgün olabilir. Fakat şayet şahsi münasebetler uygun değilse, bu bir daha de ikili alakalara mani teşkil etmez” tabirlerini kullandı.
Alıntıdır